Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/129 E. 2023/387 K. 06.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/129
KARAR NO : 2023/387
KARAR TARİHİ : 06.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/180 E., 2015/599 K.
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Serik Cumhuriyet Başsavcılığının 01.04.2015 tarihli ve 2015/522 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca Serik Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
2. Serik 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.12.2015 tarihli ve 2015/180 Esas, 2015/599 Karar sayılı kararı ile resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.
3. Tebliğnamede, sahte çekler üzerinde mahkemece gözlem yapılmadığından bahisle bozma yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, mahkumiyet hükmü kabul edilse dahi maddi zararın giderilmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinin ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanması ve re’sen gözetilecek diğer nedenlerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın suçtan zarar görenden daha önceden akaryakıt satın aldığı, bu sebeple borcunun bulunduğu, borcuna karşılık suça konu … Bankası Anonim Şirketi’ne ait keşidecisi … olan 28.12.2013 keşide tarihli, 43.400,00 TL bedelli, yasal unsurları haiz çeki ciro ederek suçtan zarar gören verdiği, suçtan zarar gören tarafından bankaya 30.12.2013 tarihindeki ibrazı neticesinde tamamen sahte olduğu anlaşılmıştır.
2. Suçtan zarar gören suça konu çek ile birlikte 4 adet çeki de birikmiş akaryakıt borçları nedeniyle sanıktan aldığını ve durumun ortaya çıkmasıyla sanığın senetlerle borçlarını peyderpey ödediğini beyan etmiştir.
3. Kabakuşak Nakliye…. Limited Şirketi’nin yetkilisi olan sanık ise suça konu çeki ve başkaca çekleri üçüncü ciranta olarak imzası bulunan Ali Hakan isimli açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği bir kişiden elma ve nar satışı mukabilinde aldığını, bu çekleri borcu nedeniyle suçtan zarar görene ciro ederek verdiğini, sahte olduğunu bilmediğini, Ali Hakan adlı kişiden alışveriş nedeniyle fatura ve sevk irsaliyesi almadığını savunmuştur.
4. Bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen raporda çekteki ön yüz yazılarının, birinci ve ikinci cirantalarda yer alan Burak Kara ile Halil Soyer yazılarının sanığın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının ise … eli ürünü olmadığı ve uydurma suretle atıldığı belirtilmiştir.
5. Çekin keşidecisi görünen … tarafından gerçek bir alışverişte kullanılan orijinal çek yargılama dosyasına ibraz edilmiştir.
6. Sanığın suçtan zarar görene olan borcundan dolayı birden fazla çek kullandığı, çeklerin sahte olduğu ayrıca Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) yapılan araştırmada aynı sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan hukuki kesintiye de uğramamış benzer türden Dairemizde temyiz incelemesine konu olan dosyalarının bulunduğu, sanığın ciro ettiği sahteleştirilmiş bir çek yönünden UYAP’ta herhangi bir kaydın da olmadığı,
Bu cümleden olarak;
a) Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.02.2015 tarihli, 2014/247 Esas, 2015/60 Karar sayılı nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerini havi mağduru bu dosyamızında mağduruyla aynı olan,
b) Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.03.2015 tarihli, 2014/227 Esas, 2015/67 Karar sayılı resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükmünü havi mağduru Yusuf Aksoy olan,
c) Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin 21.03.2018 tarihli, 2017/1104 Esas, 2018/540 Karar sayılı resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet suçundan mahkumiyet hükümlerini havi, suçtan zarar görenleri Hasan Kaya ve Salih Çağlayan olan,
Yargılama dosyalarının olduğu anlaşılmıştır.
7. Mahkemece suça konu çekin sanık tarafından suçtan zarar görene verilmesi, sanığın çeki aldığını belirttiği Ali Hakan isimli kişinin kimlik ve adres bilgileri hakkında bilgi verememesi, aralarındaki ticari ilişkiyi ortaya koyacak belgeleri ibraz edememesi, bilirkişi raporuna göre çekteki ön yüz yazılarının, birinci ve ikinci cirantalarda yer alan Burak Kara ile Halil Soyer yazılarının sanığın eli ürünü olması gerekçeleriyle resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın, çek hamilinin zararını gidermiş olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair temyiz isteği; resmi belgede sahtecilik suçunun 5237 sayılı TCK’nın 168 inci maddesinde tahdidi olarak sayılan mal varlığına karşı suçlardan olmaması nedeniyle yerinde görülmemiştir.
2. Diğer temyiz sebepleri yönünden;
a)Sanığın suça konu sahte çeki 2013 yılında suçtan zarar gören …’e verdiği iddia ve kabul edilen olayda; UYAP üzerinden yapılan incelemeye göre, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan Olay ve Olgular bölümünün 6 ncı paragrafında da belirtilen, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesintinin de olmadığı tespit edilen birden çok derdest dosyasının bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun (YCGK) 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Kanun’un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca, “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, aynı anda verilen çekler yönünden ise 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği de gözetilerek, sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında Olay ve Olgular bölümünün 6 ncı paragrafında belirtilenler ile varsa başkaca sahtecilik eylemlerinin ve bağlantılı dava dosyalarının araştırılıp, mümkün olması halinde tüm davaların birleştirilmesi, aksi halde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine alınması, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi, eksiklikler tamamlandıktan sonra sanığın çekleri aynı anda ya da farklı zamanda verip vermediği de tespit edilerek eylemlerinde 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılması gereken bir durumun var olup olmadığının, farklı zamanlarda işlediği eylemlerinde suç işleme kararını yenileyip yenilemediği, suç kastını yenilememiş ise zincirleme şekilde işlenmiş resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının hüküm yerinde tartışılması, kesinleşmiş hükümlerin zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde de YCGK’ nın 15.03.2016 tarihli, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması,

b) Kabule göre de; belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu gözetilerek ve 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesinin 1 inci fıkrası da dikkate alınarak, suça konu çek aslının duruşmaya getirtilip, denetime olanak verecek şekilde dosya içine konularak, incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen zorunlu unsurlarının bulunup bulunmadığı ve aldatıcılık niteliğinin olup olmadığı belirlenerek kararda tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi,
Nedenleriyle hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün ikinci paragrafında açıklanan nedenlerle Serik 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.12.2015 tarihli ve 2015/180 Esas, 2015/599 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.02.2023 tarihinde karar verildi.