Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/12872 E. 2022/19432 K. 22.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12872
KARAR NO : 2022/19432
KARAR TARİHİ : 22.11.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık

Sanığın, daha önce aralarında alışveriş olan katılanı aradığı, bedelini peşin olarak ödemek üzere malzeme siparişi verdiği, katılanın iş yerinde olmadığı sırada giderek iş yerinde bulunan çalışanı …’ye, aldığı malzemelerin bedelini ödeyinceye kadar teminat amacıyla olduğunu söyleyerek suça konu, keşideci imzası bulunmayan tamamen sahte olarak düzenlenmiş çeki vermek suretiyle sipariş üzerine hazırlanan malzemeleri aldığı, katılan iş yerine döndüğünde çekte keşideci imzasının olmadığını farkettiği, aldığı malzemelerin bedelini de ödemediği iddia olunan olayda; katılanın sanığı önceden tanıdığına, aralarında daha önce de alışveriş olduğuna, teslim edilen malzeme siparişinin aynı gün sanık tarafından verildiğine yönelik beyanlarının, malzemeleri teslim eden çalışanı … tarafından da teyit edilmesi, malzemelerin teslimine ilişkin belgede yazan telefon numarasının sanığa ait olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan mahkumiyeti yerine eksik inceleme ve araştırma ile beraatine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın eyleminin basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağına ilişkin olarak Başkan vekili … ve Üye …’ın değişik gerekçeleriyle oy birliğiyle 22.11.2022 tarihinde karar verildi.

(D.G) (D.G)

DEĞİŞİK GEREKÇE

Dairemizin yukarıda tarih, esas ve karar numaraları belirtilen ilamındaki bozma düşüncesine değişik gerekçeyle katılmıyorum.
UYUŞMAZLIK:
Sayın çoğunlukla ortaya çıkan uyuşmazlık bozmaya konu eylemin bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu mu yoksa uzlaşma kapsamında TCK’nin 157/1 maddesi kapsamındaki dolandırıcılık suçunun temel şeklinin mi oluştuğuna ilişkindir.
YARGISAL SÜREÇ:
Sanık hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2013 tarih, 2013/2772-1032 sayılı iddianamesiyle TCK’nin 204/1 ve 157/1, 53, 58. Maddeleri sevkiyle cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/01/2013 tarih, 2013/210 Es, 2013/28 Kr. Sayı ile sanığa atılı eylemin TCK’nin 158/1-f, son ve aynı Yasanın 204/1. Maddelerine uyduğuna işaretle görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2014 tarih, 2013/390 Es, 2014/363 Kr. Sayı ile sanığa atılı suçlardan beraatine karar verilmiştir.
SAVUNMA, KATILAN, TANIK BEYANLARI:
Sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş, müşteki …’ı tanımadığını, kendisinden herhangi bir mal almadığını, davaya konu çeki de …’a göndermediğini, çekteki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını, tanık …’yi tanıdığını, kendisinin … isimli bir arkadaşı olduğunu, müştekinin yanında çalıştığını, bu nedenle …’yi tanıdığını belirtmiştir.
Katılan kendisinin … isimli plastik ticareti yaptığı bir şirketti olduğunu sanığın ise müşterisi olduğunu kendisine telefon açıp plastik alacağını söylediğini, ona dükkanda …’in bulunduğunu, plastikleri alabileceğini söylediği, fiyatını 12.400 TL olarak anlaştıklarını, yokluğunda plastiklerin alındığını ve çalışan…’a bir çekin bırakıldığını, döndüğünde çekte keşideci imzasının olmadığını farkettiğini belirterek şikayetçi olmuştur.
Tanık … müştekinin kendi kuzeni olduğunu onun yanında çalıştığını, sanığında sık sık kendilerinden alışveriş yaptığını, müştekinin olmadığı bir zamanda yanında tanımadığı bir kişiyle gelen sanığın plastik ürünler aldığını karşılığında dava konu çeki verdiğini sanıkla pazarlık yapınca müştekiye telefonla bilgi verdiğini kendisinin hiç çek alıp vermediği için sanığın vermiş olduğu çekteki keşideci imzasının olup olmadığını kontrol etmediğini belirtmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Şikayete konu çekin İş Bankası … Şubesinden verilen 20 Temmuz 2007 tanzim tarihli 12.400 YTL bedelli, hamiline düzenlenmiş çek olduğu, çekin keşidecisinin … İnşaat Oto. Gıda. San. Tic. Ltd. Şti. olarak göründüğü ancak keşideci imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. İlgili bankadan soruşturma evresinde araştırıldığında 11/01/2008 tarihli cevabi yazı ile çek yaprağının sahte olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Sanığın keşideci imzası bulunmayan bu çeki yaptığı alışveriş sırasında kullandığı tartışmasızdır.
Unsurlarından birinin eksik olması halinde dahi sahte bir çekin alışverişte kullanılması halinde TCK’nin 158/1-f, son maddesinde belirtilen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşacağı kuşkusuzdur.

Ancak keşideci imzasının bulunmadığı bir çekin borç doğurucu bir belge niteliği kazanmayacağı da açıktır. Dolayısıyla çek vereceği konusunda kanaat oluşturarak alışveriş yapan ve bedelini de ödemeyen sanığın eyleminin TCK’nin 157/1 maddesine uyan ve CMK’nin 253-254 maddelerinde düzenlenen uzlaşma kapsamındaki dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır.
SONUÇ:
Sayın çoğunluğun eylemin TCK’nin 158/1-f, son maddesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağına ilişkin görüşüne değişik gerekçeyle katılmıyorum. 22/11/2022


11. Ceza Dairesi Üyesi

Muhalefet Şerhi

Dairemizin, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/390 Esas, 2014/363 Karar Sayılı Kararının bozma yönündeki çoğunluk görüşüne farklı gerekçe ile katılmıyorum;
Tartışma konusu olan husus, Keşideci imzası bulunmayan ve sanık tarafından, suça konu olayda kullanıldığı sabit kabul edilen sahte çekin TCK.nın 158/1.f maddesinde belirtilen “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu mu yoksa TCK.nın 157/1 maddesi kapsamında kalan basit dolandırıcılık suçunu mu oluşturduğudur.
TCK.nın 158/1.f maddesinde belirtilen, “banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması” suretiyle dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, bankanın maddi varlığı olan çekin, sahte de olsa, zorunlu şekli unsurlarının tam ve görünüşte hukuki sonuç doğurmaya elverişli bir nitelikte olması gerekmektedir. Keşideci imzası çekin zorunlu bir unsurudur. Aynı zamanda keşidecinin bu çek ile borç altına girebilmesi için ve belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli ve borç doğurucu bir vasıf kazanması için olmazsa olmaz unsur mahiyetinde olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle suça konu keşideci imzası bulunmayan, sahte ancak görünüş itibariyle çeke benzeyen suça konu belgenin bankanın maddi varlığı olan çek mahiyetinde kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu, çekin zorunlu unsurlarından olan “keşide yeri” bulunmayan sahte bir çek ile ilgili verdiği 28.04.2022 tarih, 2020/15-367 Esas, 2022/308 Karar sayılı kararında da aynı sonuca varmış ve eylemin, TCK.nın 158/1.f maddesinde belirtilen nitelikli dolandırıcılı suçunu değil TCK.nın 157/1. maddesi kapsamında kalan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, sanığın sabit kabul edilen eyleminin, TCK.nın 157/1. maddesi kapsamında kalan basit dolandırıcılık suçun oluşturacağı gerekçesiyle sayın çoğunluğun, eylemin TCK.nın 158/1.f maddesinde belirtilen, “banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması” suretiyle dolandırıcılık suçun oluşturduğu şeklindeki görüşüne katılmıyorum. 22.11.2022

Muhalif Üye