YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12652
KARAR NO : 2021/7232
KARAR TARİHİ : 27.09.2021
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
Temyiz dışı sanık … müdafisinin kovuşturma aşamasında verdiği vekillikten çekilme dilekçesinin adı geçen temyiz dışı sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi üzerine, gerekçeli kararın soruşturma aşamasında baro tarafından atanan müdafii…’e tebliğ edildiği, adı geçen müdafisinin verdiği 11.07.2014 tarihli dilekçeyle kendisine yapılan tebligatı iade ederek temyiz dışı sanığa tebliğ yapılmasını, aksi taktirde dilekçenin temyiz dilekçesi olarak kabul edilmesini talep etmesi nedeniyle temyiz dışı sanık …’ın bilinen son adresine çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine, gerekçeli kararın adı geçenin MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca 31.10.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak adı geçen temyiz dışı sanık tarafından temyiz isteminde bulunulmadığı ve katılan …’ın 24.06.2014 havale tarihli dilekçesinin ise temyiz dilekçesi mahiyetinde olmayıp, bloke edilen suça konu paranın iadesi talebine ilişkin olması nedeniyle, söz konusu talebin mahallinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, temyiz incelemesinin sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisi tarafından yapılan temyiz istemiyle sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1) Sanığın, katılanları ayrı ayrı telefonla arayıp emniyet müdürlüğünden aradığını söyledikten sonra, kendisini emniyet müdürü ve savcı olarak tanıtarak hileli söz ve davranışlarla aldatıp katılanların bankalardan kendi adına para yatırmalarını sağlamak suretiyle “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; suça konu bankaların olayda hile vasıtası olmaması, ödeme vasıtası olarak kullanılması sebebiyle 5237 sayılı TCK’nin 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun oluşmadığı, sanığın eylemlerinin hükümlerden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 158/1.maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen kişinin kendisini kamu görevlisi olarak tanıtması suretiyle dolandırıcılık suçunu meydana getirdiği, ancak suç tarihi itibarı ile bu maddenin yürürlükte olmaması nedeniyle, eylemlerin hükümlerden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında kalan 5237 sayılı TCK’nin 157. maddesinde düzenlenen “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
2) Kabule göre de;
a) 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün miktarının, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenmesi gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, suçtan elde edilen menfaatin 44.711,45 TL olması nedeniyle 4.472 gün temel adli para cezası yerine, 2.000 gün karşılığı adli para cezası takdir edilmek suretiyle eksik adli para cezası tayini,
b) Gerekçeli karar başlığında, dosyanın tarafı olmadığı halde …’nın katılan sıfatıyla gösterilmiş olması,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 1412 sayılı CMUK 325. maddesi gereği kararın hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyiz etmeyen …’a SİRAYETİNE, 27.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.