Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/11312 E. 2022/745 K. 19.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11312
KARAR NO : 2022/745
KARAR TARİHİ : 19.01.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 08.04.2011 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 24.03.2015 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
18.03.2010 tarih ve 2010/2313 sayılı ekspertiz raporunda; suça konu 25.05.2009 tarihli muayene işlemine ait soğuk mühür izinin olmadığı, ancak araç muayene pulu bölümüne yapışık bulunan TCK içerikli holoğramın sahte olduğunun belirlenmesi karşısında; belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, belge aslının aldatma niteliği yönünden bir değerlendirme yapılmadığı göz önüne alınarak, suça konu belge aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve denetime olanak sağlayacak şekilde belge aslının dosya içinde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 19.01.2022 tarihinde hükmün açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığına dair ön sorun yönünden Başkan Vekili …’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.

DEĞİŞİK GEREKÇE

Dairemizin 19/01/2022 tarih, 2021/11312 Esas, 2022/745 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
Sanığın TCK’nin 204/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle kurulan Saray(Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/01/2016 tarih 2015/489 Esas, 2016/132 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 18/01/2011 tarih 2010/185 Es., 2011/10 Kr. sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Çan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/06/2015 tarih 2015/135 Esas, 2015/424 Karar sayı ile TCK’nin 177/1, 62, 52/2. maddeleri ile doğrudan 500 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen hükümlerin olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun (hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu yönündeki) bozma görüşüne değişik gerekçe ile katılmıyorum. 19.01.2022