Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2020/5008 E. 2022/5647 K. 04.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5008
KARAR NO : 2022/5647
KARAR TARİHİ : 04.04.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kimliği bildirmeme” başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrasına göre “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmüne haiz olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nin 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, olay günü kolluk görevlileri devriye gezerken bir araç içinde olan sanık …, temyiz dışı sanık … ve …’in hareketlerinden şüphelendikleri, önleme araması kararına istinaden araç içerisinde yaptıkları arama sonucu 2 adet 19 litrelik boş damacana ve 1 adet 1 metre uzunluğunda hortum parçası buldukları, mazot hırsızlığı yaptıkları düşünülerek karakola götürüldükleri sanık …’ün, üvey kardeşi olan …’a ait nüfus cüzdanına kendi resmini yapıştırdığı haliyle ibraz ettiği ve kendisini bu isimle tanıttığı, bu kimliğin sahteliğinden şüphelenilerek yapılan kriminal incelemede nüfus cüzdanının orjinal, tahrifat yapılmadığı ve aldatma kabiliyetine haiz olmadığının tespit edildiği, sanığın gerçek kimliğinin bu şekilde tespit edildiği ve … hakkında bir tutanak düzenlenmediğinden, 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesinde düzenlenen “kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, başkasına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanma suçundan hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20/2-c maddesinde yazılı zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK’nin 322 ve Kabahatler Kanunu’nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanunu’nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 04.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.