Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2020/468 E. 2023/4477 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/468
KARAR NO : 2023/4477
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.06.2015 tarihli ve 2014/340 Esas, 2015/410 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, hakkında kesinleşmiş cezaların bulunduğunu, arkadaşının istememesine rağmen iyilik yaptığını düşünerek sahte kimliği yaptırıp aracın torpidosuna bıraktığına, kimliği kendisinin yaptırmadığına ve kullanmadığına, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Suç tarihinde kimlik kontrolü amacıyla sanığın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken durdurulduğu, sanığın üzerinde … adına düzenlenmiş kendi fotoğrafının bulunduğu nüfus cüzdanının ele geçirildiği, yapılan kriminal incelemede nüfus cüzdanının tamamen sahte ve aldatma kabiliyetini haiz olduğunun belirtildiği, bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
2. Sanık savunmasında, suçlamayı kabul etmiştir.
3. Suça konu nüfus cüzdanının tamamen sahte olarak oluşturulduğu, yapılan sahteciliğin ilk nazarda ve kolaylıkla fark edilemeyecek nitelikte olduğundan aldatma kabiliyetini haiz olduğuna dair BLG-2014/7909 sayılı uzmanlık raporu dosyada bulunmaktadır.
4. Sanığın tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğünün bulunduğu anlaşılmıştır.
5. Yargılama sonucunda, Mahkeme sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun sübuta erdiğini kabul ederek mahkûmiyet kararı vermiştir.

IV. GEREKÇE
1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 15.11.2018 tarihli ve 2018/17-339 Esas, 2018/536 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere hüküm tarihinde Silivri 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi de bulunmayan sanığın, hüküm duruşmasına getirilmediği ve Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmada hazır edilmediği dikkate alınmaksızın yokluğunda mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Hak arama hürriyeti başlıklı 36 ncı maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesine muhalefet edilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Kabul ve uygulama yönünden;
a) Sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak uygulanmasına karar verilen hak yoksunlukları yönünden, Anayasa Mahkemesinin, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi ve hükümden sonra, 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesine; “… ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “… denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen …” ibarelerinin eklendiği gözetilerek hak yoksunlukları yönünden sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunlululuk bulunması,
b) Tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması,
Karşısında hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.06.2015 tarihli ve 2014/340 Esas, 2015/410 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326 ncı maddesinin (son) cümlesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.05.2023 tarihinde karar verildi.