Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2020/397 E. 2023/1768 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/397
KARAR NO : 2023/1768
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/209 E., 2015/162 K.
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.04.2015 tarihli ve 2012/209 Esas, 2015/162 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafilerinin temyiz isteği, suç unsurlarının oluşmadığına, sebep gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayininin usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik araştırma ile hüküm verildiğine, suça konu belgenin sanığın üzerinde veya kullanımında ele geçirilmediğine, olaya ilişkin tutanakların gerçeği yansıtmadığına, suça konu belgenin usulsüz bir arama ile elde edildiğine, araç malikinin beyanlarının gerçeği yansıtmadığına, araç kiralama sözleşmesinin sanık tarafından imzalanmadığına, delillerin usulüne aykırı olarak hukuk dışı elde edildiğine ve resen göz önüne alınacak nedenlerle kararın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, şüphe üzerine aracını durdurmasına yönelik olarak kolluk görevlileri tarafından yapılan anons üzerine sevk ve idaresindeki araçtan inerek kaçtığı, yolun ortasında bıraktığı aracın trafik güvenliğini tehlikeye sokması ve gerekli incelemelerin yapılabilmesi amacıyla araç ile içinde bulunan evrakın ilgili polis merkezi amirliğine teslim edildiği, araçta yapılan aramada ele geçirilen suça konu sürücü belgesinin, ilgili Cumhuriyet savcısının talimatı ile emanete alındığı anlaşılmıştır.
2. Sanık savunmasında, olay günü iddianamede plakası belirtilen aracı kendisinin kiraladığını, polis tarafından arandığı için üzerinde sahte sürücü belgesi olduğunu, ancak aracı kiralarken sahte sürücü belgesini kullanmadığını, daha önceden de aynı yerden bir kaç kez araç kiraladığını, kendisini tanıdıkları için belge sormadıklarını, olay tarihinde Pendik’te oturan annesine gitmekte olduğunu, olay yerinde markasını ve plakasını hatırlayamadığı bir araçtan kendi aracının önüne doğru şişe atıldığını, o sırada direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, diğer araçtaki kişilere “ne yapıyorsunuz” dediğini, az ileride ışıklarda aracının önünü kestiklerini, arabadan üç kişinin indiğini gördüğünü, ancak aracın içinin kalabalık olduğunu, kendisine doğru geldiklerini görünce aracından çıkıp korkutmak amacıyla araçta bulunan yeğeninin oyuncak silahını eline aldığını, o sırada polisin geldiğini, polisleri görünce cüzdan ve kimliği arabada olduğu halde araması olduğu için aracı orada bırakıp kaçtığını, polisin kendisini araçla giderken dur ihtarı ile durdurmadığını, zaten yukarıda anlattığı gibi ışıklarda durduğunu, polisleri görünce kaçtığını, kolluk tarafından düzenlenen tutanağı kabul etmediğini beyan etmiştir.
3. Sanığın sevk ve idaresindeki aracın, suç tarihinden bir gün önce suça konu sürücü belgesi kullanılarak kiralanmış olduğuna ilişkin araç kiralama sözleşmesinin dosya içinde bulunduğu anlaşılmıştır.
4. Araç maliki olan tanık H.E.’nin beyanı da, sanığı Serdar olarak tanıdığına, ancak aracı kiralarken üzerinde kendi fotoğrafı bulunan … adına düzenlenmiş ehliyeti sunduğuna, sanığa neden isminin farklı olduğunu sorduğunda gerçek adının … olduğunu söylediğine, daha sonra ehliyeti kendisine iade ettiğine yöneliktir.
5. Kriminal rapor ile, suça konu sürücü belgesinin tamamen sahte olarak düzenlenmiş olduğu ve aldatma niteliğinin bulunduğu tespitlerinin yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
6. Mahkeme tarafından da suça konu belgeye ilişkin olarak emanet eşyası inceleme tutanağı düzenlenerek gözlem yapıldığı görülmüştür.
7. Yapılan yargılama sonunda gerekçeleri açıklanarak ve takdiren sanığın alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına, hakkında takdiri indirim ve lehe hükümler uygulanmaksızın mahkumiyetine ilişkin temyiz incelemesine konu hüküm kurulmuştur.
8. Suça konu sahte sürücü belgesinin dosyada delil olarak saklanmasına karar verildiği ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile sanık hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan Pendik (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 09.11.2010 tarihli ve 2008/978 Esas, 2010/786 Karar sayılı kararı ile kasten yaralama suçundan 3.600,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine dair hükme konu suça ilişkin olarak uzlaştırma işlemlerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.04.2015 tarihli ve 2012/209 Esas, 2015/162 Karar sayılı kararında sanık müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.03.2023 tarihinde karar verildi.