Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2020/3757 E. 2023/3767 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3757
KARAR NO : 2023/3767
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca suçtan doğrudan zarar görmeyen şikâyetçi bankanın kamu davasına katılan ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği sanıklar hakkındaki hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı, Mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükümleri temyiz … vermeyeceği anlaşılmıştır.
Sanık … hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden sanık müdafiinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Konya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.05.2015 tarihli ve 2013/886 Esas, 2015/451 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun 207 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 51 … maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık … müdafiinin temyiz isteği; mahkûmiyet hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğuna, bankanın suçtan zarar göremediğine ve bu nedenle katılma hakkının bulunmadığına, sanığın atılı suçu işlediğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil mevcut olmadığına, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, dekontların sahte olduğunu bilmediğine, durumunun beraat eden sanıklarla aynı olduğuna, suçun unsurları itibarıyla oluşmadığına, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğuna, delillerin takdirinde hata edildiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; … Dan. Yurt. İşl. Sağ. Eğt. Ltd. Şti.nin ortağı ve yasal temsilcisi olan sanık …’ın 2013 yılında yapılan vergi denetimi sırasında şikâyetçi bankaya ait sahte olarak düzenlenmiş 12 adet havale dekontunu ibraz etmek suretiyle kullandığı, dekontların iğfal kabiliyetine haiz oldukları, bu şekilde atılı suçu işlediğinden cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği belirlenmiştir.
3. Kolluk güçlerince tanzim olunan tutanaklar, vergi denetim kurulunun rapor ve ihbar yazıları, şikâyetçi bankanın cevabi yazıları, suça konu dekont belgelerinin örnekleri, sanığın adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcut olup belge asıllarının Adli Emanete alındığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak; 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin sekizinci fıkrasına 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi ile eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanacağı gözetildiğinde; engel adli sicil kaydı olmayan, hakkında erteleme hükümleri uygulanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul eden sanık hakkında, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle aynı Kanun’un 231 … maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Şikâyetçi Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca suçtan doğrudan zarar görmeyen şikâyetçi bankanın kamu davasına katılma ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği sanıklar hakkındaki hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı, Mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükümleri temyiz … vermeyeceği, hükümlerin, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 … maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, şikâyetçi vekilinin temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Konya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.05.2015 tarihli ve 2013/886 Esas, 2015/451 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesinin birinci fıkrası gereği Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.05.2023 tarihinde karar verildi.