Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2020/328 E. 2023/4463 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/328
KARAR NO : 2023/4463
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR :Resmi belgede sahtecilik, kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.06.2015 tarihli ve 2015/71 Esas, 2015/516 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü uyarınca, 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 262 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü uyarınca, 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, kız arkadaşının başka birisi ile görüştüğünü düşünmesi üzerine bu kişinin kimlik bilgilerine ulaşmak amacıyla oluşturduğu sahte MİT kimliği ile şikâyetçinin çalıştığı kafeye gitmesi, kendisini MİT mensubu olarak tanıtarak kafeye ait güvenlik görüntülerini görmek istemesi, şikâyetçinin durumdan şüphelenmesi üzerine amacına ulaşamaması biçimindeki eylem nedeniyle hakkında kamu davası açılmıştır.
2. Sanık atılı suçlamayı kabul etmiş, sanık, şikâyetçi ve tanığın oluşu doğruladıkları anlaşılmıştır.
3. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda suça konu belgenin tamamen sahte oluşturulduğu ve iğfal kabiliyetinin bulunduğunun bildirildiği, Mahkeme tarafından yapılan gözlemde de belgenin aldatma kabiliyetini haiz olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
4. Mahkeme tarafından sanık ikrarı, şikâyetçi ve tanık beyanı, Mahkeme gözlemi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçları işlediği kabul ederek temyize konu mahkûmiyet kararları verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Yönünden
1. Sanık hakkında kurulan hükümde yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, sanık hakkında sübut konusunda ulaşılan sonuçta hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Ancak suç tarihinden önce 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6532 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile değişik, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri Ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 27 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki “MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmü karşısında; sanığın eyleminin 2937 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.
3. Kabule göre de, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
B. Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi Suçu Yönünden
Sanığa isnat edilen ve üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçtan dolayı kurulan hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 … maddesiyle eklenen geçici 5 … maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.06.2015 tarihli ve 2015/71 Esas, 2015/516 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış haklarının korunmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.05.2023 tarihinde karar verildi.