Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2020/2662 E. 2023/1869 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2662
KARAR NO : 2023/1869
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/179 E., 2015/141 K.
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, bozma

Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/179 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararının sanık … ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizleri üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü:
Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yönünden; 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ve kıyasen uygulanması gereken Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin son cümlesinde belirlenen 1 aylık kanunî süre geçtikten sonra 21.05.2015 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu belirlenmiştir.
Sanık …’ın temyiz istemi yönünden; sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmıştır.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/179 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararı ile;
Sanık … hakkında;
a.) Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5271 sayılı Kanunu’nun223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine,
b.) Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 206 ncı maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca 1.500,00 TL adli para cezasına mahkûmiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Sanık … hakkında;
a.) Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
b.) Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesi delaletiyle 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 269 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.07.2020 tarihli ve 2020/3504 sayılı, ret ve bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; sanık … hakkında, kastının sahte pasaport teminine yönelik olduğu anlaşıldığından, sanık …’in resmi belgede sahtecilik suçuna teşebbüsten ceza verilmesi gerekirken, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan mahkumiyetine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğuna; sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen cezanın teselsül hükümlerine göre arttırılması gerektiği, iftira suçunun ise yasal unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiğine, ilişkindir.
2. Sanık …’ın temyiz isteği; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, suçların sübut bulmadığına, erteleme hükümlerinin uygulanması gerektiğine, iftira suçu yönünden teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiğine, yokluğunda toplanan deliller bildirilmediğinden savunma hakkının kısıtlanmış olduğuna, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan ve Bodrum’da ikamet eden sanık …’ın yanına birkaç günlüğüne misafirliğe gelen ve aslen üniversite öğrencisi olup Tarsus ilçesinde ikamet eden kardeşi sanık …’ın, ziyareti sırasında kendi kimlik bilgileri ile pasaport başvurusunda bulunduğu, ancak kız kardeşi sanık …’nin fotoğrafını emniyet birimlerine verdiği, fotoğrafın güncel olmadığının söylenmesi üzerine gerekli işlemleri tamamlamak için emniyetten ayrıldığı, bu durumdan şüphelenilmesi üzerine sanık …’in başvuru sırasında bildirdiği adrese gidildiğinde, sanık …’nin kendisini kardeşi sanık … olarak tanıttığı ve üzerinde kendisinin fotoğrafı bulunan kardeşi sanık …’e ait kimliği emniyet birimlerine verdiği, gerekli işlemler için emniyete davet edildiğinde yolda gerçeği anlattığı anlaşılmaktadır.
2. Sanık … aşamalarda suçunu ikrar etmiştir.
3. İzmir Kriminal Polis Laboratuarından alınan 06.01.2014 tarihli ekspertiz raporuna göre; suça konu nüfus cüzdanın orijinal olduğu, ancak bahse konu nüfus cüzdanının çift lamine ile kaplandığı, mevcut fotoğrafın kenarlarının düzensiz kesildiği, altında belgenin ilk tanziminde yapıştırılan ve gerçek belge hamiline ait olduğu değerlendirilen farklı bir şahsa ait fotoğrafın yapışık olduğu, belirtilen bulgulara atfen bahse konu nüfus cüzdanın ilk tanziminde yapıştırılmış olan fotoğrafı kapatacak şekilde mevcut üstteki fotoğrafın isteğe uygun olarak lamine üzerine sonradan yapıştırılmış fotoğraf olduğu ve aldatma niteliğine sahip olduğu rapor edilmiştir.
4. Mahkeme gözleminde, suça konu … adına düzenlenen nüfus cüzdanının gerçek nüfus cüzdanı olduğu ve fotoğrafın sonradan yapıştırıldığının ilk etapta anlaşılamadığı şeklinde tespit yapılmıştır.
5.Mahkemece sanık …’nin ikrara dayalı savunmaları, alınan uzmanlık raporu, mahkeme gözlemi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik ve başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan sanığın mahkûmiyetine dair temyiz incelemesine konu işbu karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebebi Yönünden
5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ve kıyasen uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesinin son cümlesinde belirlenen 1 aylık kanunî süre geçtikten sonra 21.05.2015 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Sanık … Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarihli, 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, “muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 131 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Fotoğraf, nüfus ve uluslararası aile cüzdanında bu alan için ayrılmış olan çizgilerin dışına taşmayacak ebatlarda kesilerek yapıştırılır.” ve aynı Yönetmelik’in 130 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “soğuk damga fotoğrafın üzerine gelecek ve fotoğrafın görüntüsünü bozmayacak şekilde ve nüfus cüzdanının plastikle kaplanması işleminden sonra ay-yıldıza doğru uygulanır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında; dosyada aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde heyet olarak yapılan incelemede; fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunduğu, fotoğrafın belgeye sonradan yapıştırılmış olduğunun ilk bakışta kolaylıkla anlaşılamadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunduğunun gözlemlenmesi karşısında, tebliğnamedeki suça konu belgenin aldatma niteliği bulunmadığından suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat hükmü verilmesine ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
2. Dava dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgeler, alınan ekspertiz raporu, sanık …’ın ikrarı birlikte değerlendirildiğinde, resmi belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmadığından, sanık …’nin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ve suçların sübut bulmadığına yönelik temyiz itirazları yönünden hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Mahkemece, sanığın adli sicil kaydı nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu bir kanaate varılmadığı gerekçesiyle, sanık hakkında erteleme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, erteleme hükümlerinin uygulanmadığına yönelik sanık …’ın temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
5. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
C.Sanık … Hakkında Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
1. 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması gerekir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, hakkında yakalama emri bulunan sanığın, hakkındaki yakalama kararının yerine getirilmesini ve işlem yapılmasını engellemek amacıyla üzerinde kendi fotoğrafı bulunan kardeşi sanık …’a ait kimlik bilgilerinin olduğu suça konu sahte nüfus cüzdanını ibraz ettiği, ibraz edilen nüfus cüzdanının sahte olduğundan şüphelenilmesi üzerine sanığın olayı itiraf ederek gerçek kimliğini söylediği olayda, 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesindeki başkasının kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun unsurları itibari ile oluşmadığından sanık hakkında beraat yerine mahkumiyet hükmü tesisi hukuka aykırı bulunmuş,
2. Kabule göre de;
a.)Sanığa isnat edilen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma“ suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b.)5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekliliği bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
A. Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebebi Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) nolu alt başlığında açıklanan nedenlerle Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/179 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık … Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) nolu alt başlığında açıklanan nedenlerle Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/179 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

C. Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden;
Gerekçe bölümünün (C) nolu alt başlığında açıklanan nedenlerle Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/179 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararına yönelik sanık …’ın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.03.2023 tarihinde karar verildi.