YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/183
KARAR NO : 2023/4476
KARAR TARİHİ : 25.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.06.2015 tarihli ve 2015/189 Esas, 2015/373 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62, 58 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık sebep belirtmeksizin temyiz talebinde bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Suç tarihinde Taşucu … Hudut kapısından KKTC ülkesine gitmek isteyen sanığın … … adına düzenlenmiş ibraz ettiği nüfus cüzdanının sahte ve aldatma kabiliyetini haiz olduğu iddiasıyla kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Sanık savunmasında suçlamayı kabul etmiştir.
3. Tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanığa 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun 58 … maddesinin uygulanması ihtimaline binaen ek savunma … tanınmıştır.
4. Suça konu nüfus cüzdanının bütünüyle sahte olarak oluşturulduğu, yapılan sahteciliğin ilk bakışta ve kolaylıkla dikkat çekmeyecek nitelikte olması nedeniyle belgenin aldatma kabiliyetini haiz olduğuna dair uzmanlık raporunun dosyada olduğu anlaşılmıştır.
5. 25.03.2015 tarihli ön ekspertiz tutanağına göre, ibraz edilen nüfus cüzdanının yazı karakterlerinin ve baskı tekniğinin orijinal nüfus cüzdanlarından farklı olduğu, soğuk mührün net olmadığı, bu haliyle aldatma kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir.
6. Mahkemece suça konu belge duruşmada incelenmiş, özellikleri tutanağı geçirilmiş ve nüfus cüzdanının aldatma kabiliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
7. Yapılan yargılama sonucunda, sanığın üzerine atılı sahte nüfus cüzdanı kullanmak suçunun sübuta erdiği kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. Sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak uygulanmasına karar verilen hak yoksunlukları yönünden, Anayasa Mahkemesinin, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi ve hükümden sonra, 15.04.2020 tarihinde, yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesine; “… ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “… denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen …” ibarelerinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarihli ve 2013/8-151/304 sayılı kararında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği, Büyükçekmece 1. Asliye Ceza mahkemesinin 2013/58 Esas ve 2014/563 Karar sayılı ilamının, Mahkemece tekerrüre esas alınan Büyükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/1131 Esas ve 2014/325 Karar sayılı ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği, bu sebeple bu ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.06.2015 tarihli ve 2015/189 Esas, 2015/373 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün fıkrasındaki tekerrüre esas alınan mahkeme bilgilerinin ” Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/58 Esas ve 2014/563 Karar sayılı ” ilam olarak değiştirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası ve ve 5275 sayılı Kanun’un 108 … maddesinin ikinci fıkrası gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.05.2023 tarihinde karar verildi.