Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2020/1669 E. 2020/4892 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1669
KARAR NO : 2020/4892
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Katılan vekilinin 29.01.2013 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinden vazgeçmesi nedeniyle sanık müdafinin temyiz talebine hasren yapılan incelemede;
1- Liman Vergi Dairesi Müdürlüğünün 793 003 1341 vergi numaralı mükellefi olan sanık hakkında 2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın suçlamayı kabul etmediği, düzenlediği belgelerin gerçek alışveriş karşılığı olduğunu savunması karşısında; sanık hakkında Vergi Denetim Kurulu’nun 2012-A-1456/8 sayılı Vergi Tekniği Raporunda fatura düzenlediği 19 kişinin beyanlarının alındığı ve bunların çoğunluğunun bu alışverişleri yapmadıklarını beyan ettiklerinin belirtilmesine karşın, rapor ekinde sadece 6 kişinin ifadesinin bulunduğu, bu kişilerin de sanıktan gerçekten alışveriş yaptıklarını beyan ettikleri, sanıktan gerçekten mal alınmadığına dair bir ifadenin dosya içeriğinde yer almadığı görülmekle; öncelikle vergi müfettişi tarafından beyanları alınan kişilerin ifadelerinin dosyaya getirtilmesi, kanaat oluşturacak sayıda bu kişilerin tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen fatura ve gider pusulalarını hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıklarının sorulması, sonucuna göre toplanan tüm deliller değerlendirilip sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Sanık hakkında sahte fatura düzenleme suçundan vergi incelemesi yapılarak buna uygun şekilde sahte fatura düzenleme suçundan dava açıldığı, mahkeme kararının gerekçe kısmında iddianameye uygun olarak “sahte fatura düzenleme” suçunu işlediği kabul edilmesine karşın hüküm fıkrasında TCK 43/1 maddesi uygulanırken “sahte fatura kullanma” suçundan söz edilmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.