YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/135
KARAR NO : 2022/9049
KARAR TARİHİ : 18.05.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 08.04.2011 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 19.12.2012 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra hükmün açıklanmasını gerektiren koşulların oluşup oluşmadığının tespiti bakımından, duruşma açılarak sanığa meşruhatlı davetiye çıkarılarak duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeden ve duruşma açılmadan, dosya üzerinden yargılama yapılmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.05.2022 tarihinde hükmün açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığına dair ön sorun yönünden Başkan Vekili …’ın karşı oyu ile oy çokluğuyla diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.
EK GEREKÇE
Dairemizin 18/05/2022 tarihli, 2020/135 Esas, 2022/9049 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
Sanığın TCK’nin 204/1, 62, 53/1, 3. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle kurulan Konya 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02/06/2015 tarih 2015/371 Esas, 2015/356 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 31/03/2011 tarih 2010/748 Esas 2011/230 Karar sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/02/2015 tarih 2014/391 Esas, 2015/214 Karar sayı ile TCK’nin 86/2, 29/1, 62/1, 52. maddeleri ile doğrudan 1.000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen hükümlerin olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne ek gerekçe ile birlikte katılıyorum. 18.05.2022