Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/9778 E. 2023/4307 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9778
KARAR NO : 2023/4307
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesinin,10.06.2015 tarihli ve 2014/868 Esas, 2015/435 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43, 62, 53 ve 58 … maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümleri uygulanmasına ve hak yoksunluklarına; başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 62, 53 ve 58 … maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümleri uygulanmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, bir sebebe dayanmamaktadır.
Cumhuriyet savcısının temyizi, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; suçun işleniş biçimi, sanığın kişiliği ile yakalanması sırasında ve sonrasındaki davranışları, bir başka sahtecilik eylemi nedeniyle sabıkalı olduğu gözetilmeden, temel cezanın tayini ve teselsül nedeniyle artırım sırasında asgari hadden ayrılmayarak takdirde yanılgıya düşülmesi, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu yönünden; sanığın başkasına ait kimliği, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil, adına çıkarılan yakalama kararının infazını engellemek amacıyla kullanması, kimliği kullanılan kişi hakkında herhangi bir soruşturma ve kovuşturma yapılmamış olması, ifade tutanağının kimliğinin araştırılmasına yönelik bulunması hususları göz önüne alındığında, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu değil, sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenen ifade tutanağının bulunması nedeniyle, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi ve karar başlığında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması olması gereken suç adının iftira olarak yanlış yazılması nedenleriyle kararların bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Hakkında yakalama kararı bulunan sanığın, yakalandığında üzerinde sanığa ait fotoğraf bulunan ve mağdur … adına düzenlenmiş, suça konu sahte nüfus cüzdanı ibraz ettiği, sanığın kimliği hakkında çelişkili cevaplar vermesi üzerine, kimliğinin teyidi için şube müdürlüğüne götürüldüğü, sanığın burada gerçek kimlik bilgilerini söylediği, 30.09.2014 tarihinde ifadesinin alınması sırasında ise gerçek adının … olduğunu, nüfus cüzdanının gerçek olduğunu beyan ederek ifade tutanağını … ismi ile imzaladığı, yapılan araştırmada, sanığın sahte nüfus cüzdanı ile 17.09.2014 tarihinde de, sahte nüfus cüzdanı ile … adıyla Antalya 6. Noterliğinde araç satış sözleşmesi düzenlediğinin tespit edildiği iddiasıyla, sanık hakkında iki kez resmi belgede sahtecilik ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından kamu davaları açılmıştır.
2. Sanık savunmasında, başka suçtan yakalaması olduğu için kardeşi …’e ait kimliği taşıdığını ve polislere ibraz ettiğini, ancak kimliğin sahte olmadığını, araç satış sözleşmesini de kardeşinin kimliği ile onun adına yaptığını beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmemiştir.
3. Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 30.09.2014 tarihli uzmanlık raporunda; suça konu nüfus cüzdanında halen mevcut fotoğrafın, daha önce aynı yerdeki fotoğrafın sökülmesinden sonra yapıştırılmış olduğu ve yapılan sahteciliğin aldatıcılık niteliğinin bulunduğu belirtilmiş, Mahkemece belge aslı üzerinde yapılan gözlemde, fotoğraf üzerinde soğuk damga izinin bulunduğu ve aldatıcılık niteliğinin olduğu belirtilmiştir.
4. Mahkemece, sanığın başka suçtan infaz bürosunca yakalandığında sahte kimliği ibraz ederek, bu isimle ifade verdiği anlaşılmakla, iftira suçunu işlediği ve sanığın sahte nüfus cüzdanını hakkındaki arama kararına istinaden yakalandığında polis memurlarına ibraz ederek kullandığı ve yine 17.09.2014 tarihinde Antalya 6. Noterliğinde araç satış sözleşmesinde kullandığı, bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu zincirleme olarak işlediği sabit kabul edilerek, temyize konu mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Sanık ve Cumhuriyet Savcısının Temyizleri Yönünden
1. Suça konu sahte nüfus cüzdanı ile noterde araç satış sözleşmesi imzalamak şeklinde gerçekleşen eylemde, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 82 nci maddesi gereğince noterler tarafından düzenlenen belgelerin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olması nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesi gereğince hükmedilen cezadan aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle, sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
2. 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
B. Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Sanık ve Cumhuriyet Savcısının Temyizleri Yönünden
Sanığa isnat edilen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 … maddesiyle eklenen geçici 5 … maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesinin,10.06.2015 tarihli ve 2014/868 Esas, 2015/435 Karar sayılı kararlarına yönelik sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu yönünden başkaca yönleri incelenmeyen ve resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.05.2023 tarihinde karar verildi.