Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/9773 E. 2023/4009 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9773
KARAR NO : 2023/4009
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tarsus 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.07.2015 tarihli ve 2014/633 Esas, 2015/289 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, onama görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, yargılama sırasında bilgisizliğinden dolayı delillerini sunamadığına, suçsuz olduğu için bir şey olmayacağını zannettiğine, delillerini sunmak üzere yeniden yargılanmak üzere kararın bozulmasını talep ettiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Yolcu taşıma kooperatifi başkanı olan sanığın, taşıma işinde kullanacağı araçların muayene işlemlerini sahte olarak yaptırdığı iddia ve kabul edilmiştir.
2. Sanık savunmasında, Tarsus İlçesi ile Tarsus İlçesi’ne bağlı … Mahallesi arasında çalışmak için bir kooperatif kurduğunu, bu kooperatifte altı adet minübüs kullanılacağını, … işlerinin yoğun olması nedeni ile bu işleri takip eden sanık … ile altı tane minibüsün muayenesinin yapılması için anlaştıklarını, … yaptığı hesaba göre muayene masrafının 2.500,00 TL tuttuğunu, 2.500,00 TL’yi sanık …’a verdiğini, …’ın da iki gün sonra muayeneleri yapılmış şekilde ruhsatları geri getirdiğini, altı tane ruhsat verdiğini ve altı tanesinin de aynı anda yapıldığını, notere gittiğinde … araçların muayenesi olmadığı için satış yapılamayacağının söylendiğini, bunun üzerine kendisinin de hemen bu işlerden anlayan tanık …’in yanına gittiğini ve birlikte emniyete giderek durumu anlattıklarını, sanık … ile aralarında herhangi bir anlaşma yapmadıklarını, suçsuz olduğunu beyan etmiştir.
3. Kriminal rapor ile, suça konu belgelerde yapılan sahteciliğin aldatma niteliği bulunduğu tespitinin yapılmış olduğu görülmüştür.
4. Dosya kapsamındaki suça konu belgelerden, sahte muayene işlemlerinin tamamının 06.02.2014 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
5. Mahkeme tarafından, sanığın aynı zaman diliminde birden fazla resmi belgede sahtecilik suçunu gerçekleştirdiğinin sabit olduğu kabulü ile 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca arttırım yapılarak resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına ilişkin temyiz incelemesine konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
6. Suça konu belgelerin dosyada delil olarak saklanmasına karar verildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık hakkında sübut konusunda ulaşılan sonuçta hukuka aykırılık bulunmamıştır. Ancak;
2. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, aynı suç işleme kararıyla ve aynı anda düzenlenen belgelerle ilgili olarak tek bir suçtan hüküm kurulması gerekeceği, buna karşın aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda düzenlenen belgelerle ilgili olarak yine tek bir suçtan hüküm kurulup, aynı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği, farklı suç işleme kastının bulunduğunun ispatı halinde ise her bir eylemin ayrı bir suç oluşturacağı dikkate alınarak, somut olayda suça konu belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiklerine ilişkin delil bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında tek bir belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği ve birden çok sahte belgenin düzenlenmesi ile kullanılması olgusunun 5237 sayılı Kanun’un 61 … maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında dikkate alınabileceği gözetilmeden delillerin takdirinde hataya düşülerek sanık hakkında belirlenen cezadan, aynı sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca arttırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,
3. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
nedenleriyle sanık hakkında verilen hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tarsus 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.07.2015 tarihli ve 2014/633 Esas, 2015/289 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.