Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/9132 E. 2023/999 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9132
KARAR NO : 2023/999
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/15 E., 2015/141 K.
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.03.2015 Tarihli ve 2014/15 Esas, 2015/141 Karar Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında
1. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
2. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 269 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; mahkûmiyet hükümlerinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, suçların sübut bulmadığına, eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; sanığın sahte kimlik kullandığına dair gelen ihbar üzerine olay günü sanığın evine gidildiğinde sanığın görevlilere kendisini … ismiyle tanıtarak suça konu üzerinde kendi fotoğrafı bulunan ancak bilgileri kardeşi …’ye ait olan kimliği gösterdiği, sanığın kimliği ve parmak izi araştırması yapılmaya başlandığında hakkında yakalama kararı bulunabileceğini düşünerek sahte kimlik kullandığını söyleyip gerçeğe döndüğü, alınan kriminal rapor ile kimlikte yapılan sahteceliğin ilk nazarda kolaylıkla fark edilemeyecek nitelikte ve aldatma kabiliyetini haiz olduğunun anlaşıldığı, bu şekilde sanığın resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarını işlediği sabit görüldüğünden cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Sanığın üzerine atılı suçlamaları tevilli olarak ikrar ettiği belirlenmiştir.
3. Kolluk güçlerince tanzim olunan tutanaklar, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün ekspertiz raporu, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün uzmanlık raporu, suça konu nüfus cüzdanı örneği, sanığın güncel adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcut olup suça konu nüfus cüzdanı aslının adli emanete alındığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanığın sübuta ilişkin temyiz isteği yönünden; Mahkemenin gerekçesine olay ve olgular bölümünün (1) numaralı paragrafında yer verildiği üzere mahkûmiyet hükmünün kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Tekerrüre esas adli sicil kaydı bulunan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B. Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için, failin, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanması, 5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen iftira suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
5237 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, sahte nüfus cüzdanı kullandığına ilişkin ihbar üzerine başlatılan adlî soruşturmada, kolluk görevlilerince ikâmetine gidildiğinde, kendini … ismiyle tanıtarak üzerinde kendi fotoğrafı bulunan ancak bilgileri kardeşi …’ye ait olan nüfus cüzdanı ibraz ettiği, daha sonra gerçek kimliğinin belirlenmesi için kolluk tarafından işlemler yapılırken bu kez gerçekte … olduğunu, Yargıtay’da devam eden davasının bulunduğunu ve bunu takip etmediğini, bu sebeple aranmasının olabileceğini belirterek kardeşine ait nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırarak kullandığını beyan ettiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu ile 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) kısmında açıklanan nedenlerle Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.03.2015 tarihli ve 2014/15 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) kısmında açıklanan nedenlerle Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.03.2015 tarihli ve 2014/15 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.02.2023 tarihinde karar verildi.