YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8933
KARAR NO : 2023/4379
KARAR TARİHİ : 24.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.06.2015 tarihli ve 2014/569 Esas, 2015/324 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûmiyet ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, atılı suçu işlemediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinde hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen … … …’ın yaklaşık 1 ay önce sanık …’dan haricen satın aldığı … plakalı otomobili muayene için 03.09.2014 tarihinde Dinar TÜVTÜRK istasyonuna götürdüğünde Fiat Maria LX marka aracın 21.04.2010 tarihinde karayollarından yapılan muayenesinin sahte olduğunun tespit edildiği, kriminal rapor ile de motorlu araç trafik belgesinin ikinci sırasındaki araç muayenesi hanesinde basılı bulunan mühür izi ile yapışık bulunan holgramın orijinal mühür izi ve hologram özelliklerini taşımadıklarının ve araç muayene işleminin sahteliğinin aldatıcı niteliğinin bulunduğu görüşünün bildirildiği, bu tarihte aracın malik ve zilyedinin sanık … olduğu, araca kayden ve fiilen sahip olan şahıs dışında birinin araç muayene işlemi yaptırması ve bu işlemden sorumlu olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu iddiasıyla sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dava açılmıştır.
2. Sanık, aracın 2005 yılında ölen babasından kendisine ve annesine intikal ettiğini, aracı kendisinin kullandığını, ancak yakın çevresine de ihtiyaç duyduklarında kullanmaları için verdiğini, 2005 yılından beri aracın muayenesini yaptırmadığını, sahte muayene işlemini kendisinin yapmadığını, kimin yaptığını da bilmediğini savunmuştur.
3. Mahkemece, suçun sübut bulduğu kabul edilerek temyize konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu dikkate alınarak, suça konu belge aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve denetime olanak sağlayacak şekilde belge aslının dosya içinde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle hüküm kurulması,
2.Kabule göre;
a. Araç muayenesinde sahtecilik suçlarında suç tarihinin, sahte araç muayenesi yapan kişi yönünden muayene işleminin yapıldığı tarih, suça konu belgeyi kullananlar (araç sahipleri) yönünden ise; sahte muayene işleminin geçerlilik süresi sona ermeden yakalanılması durumunda yakalanma tarihi, geçerlilik süresinin sona ermesinden sonra yakalanılması durumunda sahte muayene işleminin geçerlilik süresinin sona erdiği tarih olacağı dikkate alındığında; somut olayda, suç tarihinin araç sahibi olan olan sanık yönünden sahte muayene işleminin geçerlilik süresinin sona erdiği tarih olan “21.04.2012” yerine “04.09.2014” olarak yazılması,
b. Adli Emanetin 2014/134 sırasında kayıtlı ve üzerinde sahtecilik yapılan motorlu araç trafik belgesinin gerçek olması nedeniyle “21.04.2010” tarihli muayene kısmına iptal şerhi verilerek sahibine iadesi yerine dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi,
c. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.06.2015 tarihli ve 2014/569 Esas, 2015/324 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.05.2023 tarihinde karar verildi.