YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8687
KARAR NO : 2023/3541
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.05.2015 tarihli ve 2014/197 Esas, 2015/164 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 51 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, cezaların ertelenmelerine ve 2 yıl denetim süresine tabi tutulmalarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık … müdafinin temyizi, senedin borçlu kısımlarının katılan tarafından yazıldığını sabit olduğuna ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
Sanıklar … ve … müdafinin temyizi, sanıkların işe girerken teminat senedi almadıklarına, diğer sanık … ile katılan arasındaki alacak verecek meselesi ile bir ilgilerinin olmadığına, bu nedenle haklarında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılanın 2005 yılında … Tekstil Ltd. Şti isimli şirkette şoför olarak işe başladığını, işe başladıktan sonra kendisinden teminat senedi alındığını, 2011 yılında işten çıkarıldığını ve iş mahkemesine açtığı davayı kazandığını, bu davayı kazandıktan sonra şirket tarafından kendisinden teminat olarak alınan senedin boş kısımlarının doldurularak sanık … tarafından icraya konulduğunu beyan etmesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda sanıkların eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ederek üzerilerine atılı suçu işledikleri iddiası ile kamu davası açılmıştır.
2. Katılan, sanık …’i tanımadığını, ondan borç para almadığını, senedin kendisi tarafından işe girerken verdiği teminat senedi olduğunu beyan etmiştir.
3. Sanık … savunmasında; katılanın kendisinden 45.000,00 TL borç para aldığını ve karşılığında mevcut hali ile senedi verdiğini, senedi … şirketi yetkililerinden değil bizzat katılandan aldığını, borcunu ödememesi üzerine icra takibi başlattığını beyan etmiştir.
4. Sanık …, şirkette personel müdürü olarak görev yaptığını, işe girerken teminat senedi almadıklarını, olayla bir ilgisinin bulunmadığını, suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
5. Sanık …, şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, olayla bir ilgisinin bulunmadığını ifade etmiştir.
6. Dosya arasında bulunan uzmanlık raporlarına göre, senedin borçlu kısmındaki isim yazısı ve adres yazıları ile borçlu imzalarının katılanın eli ürünü olduğu, senedin ön yüzündeki diğer yazıların ise sanık … eli ürünü olduğununu kabulü gerekeceği, senetteki yazılarda iki farklı kalem kullanılmış olması ve vade tarihine değişiklik yapıldığı şeklinde rapor düzenlenmiştir.
7. Mahkemece, evrak kapsamına göre sanık …’i tanımadığı beyan eden katılana, ücretle çalışan …’in yüksek sayılacak meblağda parayı ödünç vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, tanzim tarihinin önce 2008 yazılmasından sonra 2012 şeklinde yazılması, iki farklı kalem kullanılması, savunmaların inandırıcı olmadığı, nitekim aynı şirket ve sanık …’in aynı yöntemlerle aynı şirkette çalışan başka kişilerden aldıkları boş senetleri de bu şekilde doldurup icra takibinde bulunduklarına dair başka dosyaların da bulunduğu, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ederek, katılan …’ın mahkeme yoluyla kazandığı hak ve alacaklarını tahsil için başlattığı takibi sonuçsuz bırakmak ve alacaklarını tahsil etmelerini önlemek üzere işe başladığı sırada aldıkları imzalı boş senedi doldurarak diğer sanık … aracılığıyla takibe koydurdukları ve üzerlerine atılı suçları işledikleri bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla haklarında temyize konu mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri … ait olduğu cihetle, suça konu belgenin duruşmaya getirtilerek aldatıcılık niteliği hususunda incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile mahkûmiyet kararları verilmesi,
2. Kabule göre;
a. suç tarihinin senedin icraya konulma tarihi olan 22.07.2013 olduğu gözetilmeden, 29.07.2013 şeklinde gerekçeli karar başlığına yanlış yazılması,
b. Kazanılmış hakka konu olmayan ve kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanmaması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.05.2015 tarihli ve 2014/197 Esas, 2015/164 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafii ile sanıklar … ve … müdafilerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.