Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/8081 E. 2023/3661 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8081
KARAR NO : 2023/3661
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Mühür bozma, muhafaza görevini kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığının 10.07.2013 tarihli ve 2013/7895 numaralı iddianamesiyle sanık hakkında mühür bozma ve muhafaza görevini kötüye kullanma suçlarından 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 203 üncü ve 289 uncu maddelerinin birinci fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
2. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.05.2015 tarihli ve 2013/585 Esas, 2015/404 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında;
a)Mühür bozma suçundan, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması bakımından ek savunması da alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 203 üncü ve 43 üncü maddelerinin birinci fıkraları ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis ve 40.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
3. Tebliğnamede sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçu açısından 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması sırasında Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gözetilmesi gerektiğine işaret edilerek, delil değerlendirmesinde bir yanılgı bulunmadığı ancak birim gün para cezasının bir gün karşılığı miktar ile çarpılarak adli para cezasının tayininde kanun ve maddesinin gösterilmemesi yönünden düzeltilerek onama, mühür bozma suçu açısından ise zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartları bulunmadığı halde uygulanması ve kabule göre de ek savunma … verilmeksizin 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin tatbik edilmesi bakımından ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması sırasında Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gözetilmesi gerekliliğine dair bozma yönünde görüşler serdedilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyizi, yargılamanın tamamen sanık aleyhine yapıldığına, bilirkişi raporlarına göre numunelerin petrol ürünü olarak belirlenmesi nedeniyle iddianamedeki tanklarda su dolu olduğu iddiasının çürüdüğüne, TÜBİTAK ve İnönü Üniversitesi Petrol Analizi Laboratuvarında incelenen numunelerin aynı analizlerden geçirilmediğine, numunelerin üzerinden dört yıl geçmesi nedeniyle deforme olmuş ve değişikliğe uğramış olabileceğine, tutanak mümzilerinin gerçeğe aykırı tutanak tutarak bu tutanağı doğrulamak için sanık aleyhine tanıklık yaptıklarına, emanet edilen tankların bulunduğu iş yerini sanığın 2010 yılında devrettiğine ve yıllarca muhafaza etmesinin kendisinden beklenemeyeceğine, yasal olmayan gerekçelerle teşdit uygulandığına, lehe hükümlerin hukuki dayanaktan yoksun gerekçelerle uygulanmadığına, bu sebeplerle sanık hakkında usul ve yasaya aykırı mahkumiyet hükümlerinin bozulması istemine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığına 07.07.2009 tarihinde yapılan bir ihbar üzerine AYBO boya fabrikasını işleten sanığın da iştirak ettiği kaçak petrol ürünü nakletme fiili nedeniyle soruşturma başlatıldığı, bu kapsamda Diyarbakır Şanlıurfa karayolu üzerinde bulunan Türkanlar Petrol isimli istasyonda üç adet gizli tankın bulunduğunun tespit edildiği, iki adet tankın içinde toplam 16.660 kg kırsal motorin bulunduğu, üçüncü tanka ise motorin elde etmek maksadıyla sanıklar tarafından nakledilen ve sevk irsaliyesinde tiner olduğu yazılan 22.020 kg ürünün 41 R… plaka sayılı tırdan aktarıldığı belirlenmiştir.
2. Sanıklar hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na (5015 sayılı Kanun) muhalefet suçundan yürütülen soruşturma sırasında 07.07.2009 tarihinde kırsal motorin bulunan tanklardan iki numune ve üçüncü tanka tırdan aktarılan tiner mamulünden bir numune alınarak her numune için ayrı ayrı tutanak tanzim edildiği, 40554 ve 40555 etiket seri numaralı kırsal motorin numunelerinin TÜBİTAK MAM’a gönderilerek rapor alındığı, alınan bu raporların içeriğine göre geçersiz marker seviyesine sahip olduklarına ilişkin tespit yapıldığı, üçüncü tanka aktarılan ve sevk irsaliyesinde tiner olduğu belirtilen 40556 etiket seri numarasına sahip olan numune ile ilgili tutanaklarda tiner ürünü olduğunun belirlenmesinden başkaca teknik bir inceleme raporunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
3. 5015 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan yürütülen soruşturmada sanıklar hakkında karar verilene kadar tiner mamulünün muhafazası için dört adet tanka doldurulup 10.07.2009 tarihinde Pirinçlik Jandarma Karakol Komutanlığı görevlilerince mühürlenerek Diyarbakır Sanayi Bölgesindeki AYBO boya fabrikasında muhafaza edilmek üzere burayı işleten sanık …’a mühürleme tutanağı ve yed-i … belgesi ile teslim edildiği belirlenmiştir.
4. Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesince 31.03.2010 tarihli ve 2009/463 Esas, 2010/665 Karar sayılı karar ile sanıkla birlikte diğer iki sanık hakkında 5015 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ve suça konu kırsal motorin ile tinerin müsaderesine karar verildiği, bu kararın ise 17.05.2010 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
5. Mahkemece müsadere kararının yerine getirilmesi için Diyarbakır İl Özel İdaresine yazılan müzekkere üzerine kurum ve kolluk görevlileri ile tankların bulunduğu fabrikaya 15.03.2013 tarihinde gidildiğinde, sanığın suça konu yerden taşındığı, boya fabrikasını DİPAŞ ve MİRBEY Kimya adlı başka şirketlerin işlettiği belirlenmiş, bu şirketlerin bekçisi tanık İ.C. nezaretinde sanığa teslim edilen dört adet tanıkın yanına gelindiğinde, tanklardaki mühürlerle oynandığı, kırılmadığı ancak işlevini kaybettiği, sallanır vaziyette olmaları nedeniyle kolayca çıkarıldığı belirlenerek fotoğraflandığı, tankların içinde ise su ve onun üzerinde ince bir tabaka tiner bulunduğu hususları tespit edilerek on kişi huzurunda imzalanan ve tanık İ.C.’nin imzadan imtina ettiği tutanak tanzim edilmiş, sanık hakkında mühür bozma ve muhafaza görevini kötüye kullanma suçlarından suç duyurusunda bulunulmuştur.
6.Sanık AYBO Boya fabrikasını 2009 yılında işletirken kendisine teslim edilen bu tanklarla hiç oynamadığını, 2010 yılında buradan taşındığını, fabrikanın çok el değiştirdiğini ancak zaman zaman gelerek kontrol ettiğinde mühürlerin sağlam vaziyette durduğunu, 2009 yılındaki teslim esnasında tanklarda bulunan ürünün ne olduğunu görmediğini, 15.03.2013 günü görevlilerin gelerek tutanak tuttuğunu iş yeri bekçisi tanık İ.C. aracılığıyla öğrendiğini, kendisinin tutanak tutulurken olay yerinde olmadığını, ancak İ.C.’nin görevliler tarafından tutulan tutanağın aksini söylediğini, son kontrolünde de mühürlerin sağlam olduğunu savunmuştur.
7. Sanığa yed-i … sıfatıyla bırakılan ve tiner olduğu belirtilen ürünlerin müsaderesi için gelen görevlilerce 15.03.2013 tarihinde tekrar numune alındığı ve bu numunelerin İnönü Üniversitesi Petrol Analiz Laboratuvarına gönderildiği, anılan kurumca düzenlenen 15.04.2013 tarihli raporlara göre numunelerin lineer ve dallanmış alifatik hidrokarbonlar karışımlı çözücülerden oluştuğu belirlenmiş, akaryakıt tanımına uymadığı, teknik düzenlemelere uygun akaryakıt olmadığı, ancak bu ürünlerin enerji elde etmek amacıyla ve dizel motorlarda kullanılabileceği tespit edilmiş, sonrasında ise 05.04.2015 tarihinde yargılama yapan Mahkemesince olayın ilk başlangıcında alınan ve sanıklar hakkında 5015 sayılı Kanun’a muhalefet suçuna konu edilen ve TÜBİTAK MAM’a gönderilen kırsal motorin numunelerinin raporundaki analizler ile tiner olduğu belirtilen ürünün müsaderesi için gelen görevlilerce 15.03.2013 tarihinde alınan numunelere ait rapordaki mamullerin aynı olup olmadığı hususunda İnönü Üniversitesi Petrol Analiz Laboratuvarından tekrar rapor istendiği, adı geçen Kurumca düzenlenen 15.04.2013 tarihli rapora göre numunelerin aynı olmadığı, bileşenlerinin farklı olduğu belirlenmiştir.
8. Tanık İ.C.’nin MİRBEY Kimya adlı iş yerinde yıllardır çalıştığını, 15.03.2013 günü görevliler geldiğinde tanklardaki mühürleri onların çıkardığını ve içindeki ürünün tiner olup olmadığı konusunda tereddüt oluşması üzerine uzman bir kişi çağırdıklarını, ancak tereddütün giderilememesi nedeniyle numuneler alarak yeniden tanklara sıvıları doldurarak mühürlediklerini, daha öncesinde tanklara müdahale edilmediğini, kendisinin iş yeri sahibine bilgi verdiğini, onun da sanığa haber verdiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
9.Tutanağı düzenleyenlerden iki görevli tanık ise tutanak içeriğinin doğru olduğunu, mührün kırılmadığını ancak boşlukta durduğunu ve işlevini yitirdiğini belirtmiştir.
10. Mahkemece sanığın tutanakla teslim edilen ve içinde tiner olduğu belirtilen dört tanktaki mühürleri söküp içindeki suç eşyası olan tineri boşaltarak başka bir petrol türevi sıvı koyduğu gerekçeleriyle mühür bozma ve muhafaza görevini kötüye kullanma suçlarından mahkumiyetine hükmolunmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Mahkemece sanığın suça konu kamu mühürlerini sökerek muhafaza yükümlüğünün aksine suç eşyası olan tiner mamulünü tanklardan boşaltıp yerine başka bir ürün koyduğu gerekçeleriyle mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de; 15.03.2013 tarihli kolluk tutanağı içeriğinde ve tutanak tanıklarının beyanlarında mühürlerin kırılmadığı ancak kolayca çıkarılabildiğinin belirtilmesi, tanık İ.C.’nin suça konu tanklara tutanak tarihine kadar dokunulmadığını, görevlilerin mührü kendilerinin çıkardığını ve tanktaki sıvının içeriği konusunda tereddüt hasıl olunca tutanak tutarak yeniden mühürlediklerini beyan etmesi, İnönü Üniversitesi Petrol Analiz Laboratuvarının 15.04.2013 tarihli raporunda müsadere için gelindiğinde düzenlenen tutanağın aksine numunede su bulunduğundan bahsedilmeyerek, ürünün akaryakıt olmadığı ancak enerji elde etmek amacıyla ve dizel motorlarda kullanılabileceği hususlarına yer verildiği, muhafaza amacıyla sanığa teslim edilen tinerden başlangıçta alınan numuneler yerine kırsal motorin numuneleriyle ilgili TÜBİTAK MAM’dan alınan raporlardaki analizler ile müsadere amacıyla gelindiğinde alınan numunelere ilişkin İnönü Üniversitesi Petrol Analiz Laboratuvarından alınan rapordaki mamullerin aynı olup olmadığı hususunda 05.04.2015 tarihinde alınan ve her iki rapordaki mamullerin farklı olduğuna dair belirlemenin esas alınarak değerlendirme yapılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması ve tam bir vicdani kanaate varılması bakımından, söz konusu mührün konuluş biçimi ve yapısı itibarıyla aradan geçen dört yıllık zaman dilimi, tankların bulunduğu mahal ve iklim şartları, coğrafi konum da değerlendirilerek deforme olup olmayacağı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 15.03.2013 tarihli tutanakta yer alan diğer tanıkların da mühüre bir müdahale olmaksızın gevşeme sonucu deforme olup olmadıkları hususunda beyanlarına başvurulması, 5015 sayılı Kanun’a muhalefete ilişkin yargılama dosyasında var olan ve tiner maddesinden alınan numunenin akıbetinin ve analiz edilip edilmediğinin araştırılması, varsa öncelikle bu numune ile muhafaza için gelindiğinde alınan numunedeki mamullerin aynı olup olmadığı hususunda rapor aldırılması, tiner olduğu belirtilen ve 07.07.2009 tarihinde alınan numunelere ulaşılamaması halinde ise aradan geçen zaman, tiner olduğu belirtilen numunenin muhafaza edildiği tanklar ve bu tankların bulunduğu coğrafi koşullar ve iklim şartları da göz önünde alınmak suretiyle kimyasal değişime uğramasının mümkün olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik araştırma ve özellikle farklı mamule ilişkin numune ile kıyas yapılmak suretiyle alınan hatalı raporla mahkumiyet hükümleri kurulması,
2. Kabule göre de ;
a) Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan hüküm kurulurken; gün adli para cezasının bir gün karşılığı 20,00 TL den adli para cezasına çevrilmesinin dayanağı olan uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması,
b) Mühür bozma suçundan hüküm kurulurken;
i) Suça konu mühürlerin bozulduğuna ilişkin tespitin aynı anda yapılmış olması karşısında uygulanma olanağı bulunmayan 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin tatbik edilmesi suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
ii) Sanığa isnat edilen mühür bozma suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 … maddesiyle eklenen geçici 5 … maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekliliği,
c) Her iki suçtan kurulan mahkumiyet hükümlerinde 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Nedenleriyle hükümler hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.05.2015 tarihli ve 2013/585 Esas, 2015/404 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen aykırı kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.