Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/7598 E. 2023/4351 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7598
KARAR NO : 2023/4351
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Hatay 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.06.2015 tarihli ve 2014/383 Esas, 2015/356 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafisinin temyiz isteği; sanığın atılı suçu işlemesi için bir sebebi bulunmadığına, bilgisayar şifresinin herkes tarafından bilindiğine ve mesai saatleri içerisinde bilgisayarının sürekli açık olduğuna, bu hususların tanıklar tarafından doğrulandığına, belgelerin aldatıcılık niteliğinin bulunmadığına, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğuna, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Temyiz dışı sanık … hakkında denetimli serbestlik kararının bulunduğu, bu karara uymaması nedeniyle dosyasının infaz hakimliğine gönderildiği, infaz hakimliği tarafından sanık hakkında verilen karara itiraz edilirken 11.11.2013 tarihli Hatay Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinden alınan raporun dilekçe ekinde infaz hakimliğine ibraz edildiği ve denetimli serbestlik kararına uymama nedeni olarak o gün istirahatli olmasının gösterildiği, daha sonra yine aynı şekilde denetimli serbestlik kararını ihlal ettiğine ilişkin alınan karar sonrası yine … vekili tarafından bu kez 18.11.2013 tarihli aynı hastaneden alınmış görünen istirahat raporunun ibraz edildiği, raporlar arasında imza farklılıkları nedeniyle infaz hakimliği tarafından şüpheye düşülmesi üzerine, hastaneye raporların gerçek olup olmadığının sorulduğu, hastanenin cevabi yazısı ile temyiz dışı sanık …’in 11.11.2013 tarihinde hastaneye müracaatının bulunmadığı, raporun sahte olduğu, 18.11.2013 tarihinde ise hastaneye müracaat etmesine karşın hakkında bir rapor tanzim edilmediği ve bu raporun da sahte olduğu, 18.11.2013 tarihli raporun sisteme, hastanede teknisyen yardımcısı olarak çalışan …’in şifresi ile girildiği bildirilmiş, sanık hakkında üzerine atılı suçtan kamu davası açılmıştır.
2. Sanık …, …’in amcasının oğlu olduğunu, sık sık kendisini ziyarete geldiğini, sisteme giriş şifresinin iş arkadaşları tarafından da bilindiğini, bilgisayarının sürekli açık olduğunu, bu işlemi bu nedenle herkesin yapabileceğini, kendisinin sahte rapor düzenlemediğini beyan etmiştir.
3. Temyiz dışı sanık …, şeker hastası olduğunu, bu nedenle imza atmaya gidemediğini, kendisinden rapor istediklerini, kendisinin de amcasının oğlu olan sanığın yanına gidip durumu anlattığını, raporları kendisine sanık …’in verdiğini, ilk gittiğinde muayene olduğunu ancak ikinci gittiğinde muayene olmadığını savunmuştur.
4. Dosya arasında bulunan Kriminal rapora göre, 18.11.2013 tarihli rapordaki imzanın doktora ve başhekime ait olmadığı, 11.11.2013 tarihli rapordaki imzanın ise basit tersimli olması nedeniyle doktora ait olup olmadığı hususunda kanaat bildirilemediği belirtilmiştir.
5. Tanık olarak beyanına başvurulan ve raporlarda imzası bulunan doktor S.P, ilk rapordaki kaşe ve imzanın kendi imza ve kaşesine benzediğini, ancak, …’in o tarihli bir girişinin bulunmadığını, bu nedenle kendisinin bu raporu tanzim etmiş olmasının mümkün olmadığını, ayrıca bu rapor üzerinde bulunması gereken asli unsurların bulunmadığını ve protokol numarası olarak yazılı olan numaranın 29.11.2013 tarihinde … adına düzenlenen raporun numarası olduğunu beyan etmiş, 18.11.2013 tarihli rapordaki imzanın ise kendisine ait olmadığını söylemiştir.
6. Mahkemece sanıkların eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ederek sahte doktor raporları tanzim ettiklerinin sanıkların savunmaları, tanık beyanları, doktor raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı kabulü ile sanık … hakkında temyize konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri … ait olduğu, bu nedenle suça konu belge asıllarının duruşmaya getirtilerek aldatıcılık niteliği hususunda incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, özellikle 11.11.2013 tarihli raporun dosya arasında bulunan fotokopisinde, bazı bulunması gereken unsurların bulunmadığı, belge aslında bu unsurların olup olmadığı incelendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile mahkûmiyet kararı verilmesi,
2. Kabule göre de ;5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Nedenleriyle hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Hatay 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.06.2015 tarihli ve 2014/383 Esas, 2015/356 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.05.2023 tarihinde karar verildi.