YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7387
KARAR NO : 2023/604
KARAR TARİHİ : 13.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/19 E.,2015/210 K.
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 48. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.03.2015 tarihli ve 2015/19 Esas, 2015/210 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü , 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 06.10.2019 tarihli ve 2015/233955 sayılı bozma görüşlü Tebliğname ile daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği ; hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın mağdur …’e ait iş yerinden 08.05.2014 tarihinde 10 adet çek ve muhtelif eşyaları çalması nedeniyle hırsızlık suçundan Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığı ve mahkumiyetine hükmedildiği, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinde yapılan incelemeye göre bu mahkumiyetin Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesinin 12.04.2018 tarihli ve 2016/3420 Esas, 2018/5136 Karar sayılı kararıyla onandığı belirlenmiştir.
2. Sanığın çaldığı çeklerden Bankasyaya ait 6614317, 6614318 ve 6614320 seri nolu çekleri piyasaya sürdüğü ve suça konu bu çeklerin üzeri yazılı, imzalı ve yasal unsurları haiz şekilde son hamilleri tarafından farklı tarihlerde farklı banka şubelerine bankaya ibraz edildiği anlaşılmıştır
3. Suça konu çekler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; çeklerde bulunan yazı ve imza örneklerinin çek hesabı sahibi katılan … ve sanığa ait olmadığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.
4. Sanık savunmasında üzerine atılı suçu inkar etmiştir.
5. Mahkemece her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ve bilirkişi raporuna göre de çeklerdeki yazı ve imzaların sanığa aidiyetin tespit edilememiş ise de, Olay ve olgular bölümünün (1) numaralı paragrafında bahsedilen dosyasında sanığın hırsızlık suçundan mahkumiyetine hükmedilmiş olması nedeniyle sanığın çaldığı çekleri piyasaya sürdüğü sabit olduğundan zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmedilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden;
Her ne kadar tebliğnamede suça konu üç adet çekin farklı zamanlarda düzenlendiğine ilişkin delil bulunmadığından bahisle 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı belirtilerek bozma yönünde görüş serdedilmiş ise de; suça konu çeklerin tanzim ve bankalara ibraz tarihlerinin farklı olması nedeniyle Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmamıştır.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
2. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 43 üncü maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 6 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 62 inci maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken “2 yıl 1 ay hapis” cezası yerine, hesap hatası sonucu “1 yıl 13 ay” hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
4. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan zamanaşımı süresinde kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 48. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.03.2015 tarihli ve 2015/19 Esas, 2015/210 Karar sayılı Kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.02.2023 tarihinde karar verildi.