Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/7053 E. 2023/995 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7053
KARAR NO : 2023/995
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/715 E. ,2015/319 K.
SUÇLAR :Resmi belgede sahtecilik, Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Adana 12. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/715 Esas ,2015/319 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
1. Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü, 53 üncü , 58 inci ve 62 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûmiyet, hak yoksunlukları ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazı ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına,
2. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesi atfıyla 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü, 58 inci ve 62 nci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına mahkûmiyet, hak yoksunlukları ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazı ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; mahkemece hakkında verilen hükümlerin usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmasını ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinde narkotik suçlar büro amirliği görevlileri tarafından yapılan yol kontrolünde sanığın kendi fotoğrafına havi ancak kardeşi …’e ait kimlik bilgilerine göre oluşturulmuş sahte sürücü belgesi ibraz ettiği anlaşılmaktadır.
2. Kolluk görevlilerinin kuşkulanması üzerine sanığın üst araması yapılmış ve bu aramada cebinde bir miktar uyuşturucu madde tespit edilmiş, çantasında ise gerçek kimliğinin bulunması üzerine sanık aynı zaman diliminde gerçek kimlik bilgilerini ve asker kaçağı olduğu için suça konu sürücü belgesini taşıdığını belirtmiştir.
3. Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 03/09/2014 tarihli uzmanlık raporunda, kimliğin tamamen sahte olarak düzenlendiği ve aldatma kabiliyetine haiz olduğu belirtilmiştir.
4. Mahkemece, dosya kapsamında elde edilen deliller doğrultusunda, sanığın resmi belgede sahtecilik ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarını işlediği kabul edilerek hakkında temyiz incelemesine konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2. Sanık savunması, kriminal raporu, tutanaklar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın mahkûmiyetine karar veren mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
4. Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulamasına esas alınan Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2010 tarihli ve 2010/147 Esas, 2010/171 Karar sayılı ilamının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin
02.03.2010 tarihli ve 2009/3961 Esas, 2010/1251 Karar sayılı sanığı da kapsar şekilde verdiği bozma ilamına direnme kararı olduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından direnme yerinde bulunmayarak Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bozma gerekçesiyle sanık hakkmdaki hükmün bozulduğu, bu defa Mahkemece bozma doğrultusunda sanık hakkında yeniden mahkumiyet hükmü kurulduğu ve bu kararın Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 11.12.2012 tarihli onama kararıyla kesinleştiği anlaşıldığından sanığın adli sicil kayıtlarına göre tekerrüre esas alınması gereken ilamının Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.02.2012 tarihli ve 2011/419 Esas, 2012/69 Karar sayılı ilamı olduğu gözetilmeksizin bozma öncesi direnme kararı neticesinde verilen mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınması7 dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Sanık Hakkında Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması; 5237 sayılı Kanun’un 267 nci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; kolluk görevlileri tarafından yapılan genel yol kontrolünde sanığın kolluk görevlilerine mağdur … adına düzenlenmiş ve kendi fotoğrafını ihtiva eden sahte sürücü belgesini ibraz ettiği, şüphe üzerine sanığın üst araması neticesinde aynı anda bir miktar uyuşturucu madde ele geçirildiği ve gerçek nüfus cüzdanının bulunduğu, sanığın aynı anda kimlik bilgilerini doğru şekilde itiraf ettiği eyleminde başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkûmiyetine hükmolunması,
2. Kabul ve uygulamaya göre de,
a) Sanığa isnat edilen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) Sanığın adli sicil kayıtlarına göre tekerrüre esas alınması gereken ilamının Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.02.2012 tarihli ve 2011/419 Esas, 2012/69 Karar sayılı ilamı olduğu gözetilmeksizin bozma öncesi direnme kararı neticesinde verilen mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınması
Nedenleriyle hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle Adana 12. Asliye Ceza Mahkemesinin,
09.04.2015 tarihli ve 2014/715 Esas ,2015/319 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkralarından 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanmasına dair bölümde “10/05/2010 gün 2010/147-171 Esas karar sayılı” ibaresinin çıkarılması ve yerine “23.02.2012 tarihli ve 2011/419 Esas, 2012/69 Karar sayılı” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname ’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B. Sanık Hakkında Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Adana 12. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/715 Esas, 2015/319 karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.02.2023 tarihinde karar verildi.