Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/6596 E. 2022/19865 K. 29.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6596
KARAR NO : 2022/19865
KARAR TARİHİ : 29.11.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : …,…
TEMYİZ EDENLER : Sanık … müdafii, katılan vekili

Katılan vekilinin temyizinin beraat hükümlerine, sanık … müdafiinin temyizinin hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
A-Sanıklar hakkında Ege Vergi Dairesi’nin … vergi numaralı mükellefi … adına ”2012,2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından açılan kamu davasında; sanık …’in vergi incelemesi sırasında ve mahkemedeki sorgusunda, suça konu faturaları …’nün düzenlediğini, …’nün teklifi ile iş yerinin kendisi adına açıldığını, verdiği vekaletnameye istinaden iş yerini fiilen işletenin … olduğunu beyan ettiği ancak 17.03.2015 tarihinde ifadesini değiştirerek suça konu sahte faturaları komisyon karşılığı kendisinin düzenleyip sattığını ve suçtan kurtulmak için … hakkında iddialarda bulunduğunu beyan ederek önceki ifadelerini reddettiği, sanık …’nün savunmasında ise inşaat ustası olduğunu, sanık …’in yanında sigortalı işçi olarak çalıştığını, fatura ve muhasebe işleriyle ilgisi olmadığını beyan ettiği; vergi suçu raporu ve ekleri incelendiğinde, sanık … tarafından sanık …’ye iş yeri ile ilgili evrak düzenleme ve banka hesaplarından para çekme yetkilerini de içeren genel vekaletname verildiği, bu vekaletnameye istinaden … tarafından bankadan tahsilat işlemleri yapıldığı, yine vergi incelemeleri sırasında yapılan yoklama tutanaklarının bir kısmının vekaleten … tarafından imzalandığı, 14.08.2012 tarihli sanık … tarafından imzalanan yoklama tutanağında, … beyanına istinaden iş yeri adına alım, satım, devir gibi tüm işlemlerin … tarafından yapıldığı yönünde tespit belirtildiği, iş yeri adına düzenlenen faturalarda iş yeri adının … Yapı olarak yer aldığı ve faturaları kullananlar nezdinde yapılan karşıt inceleme tutanaklarında yer alan şirket yetkilileri ve kişilerin ifadelerinde, bir kısmının mükellef adına … ile görüştükleri yönünde ifadelerinin bulunduğunun anlaşılması ile vergi tekniği raporunda 2013 takvim yılında suça konu mükellef tarafından düzenlenen faturaları kullandığını BA formu ile beyan eden mükelleflerin bulunduğunun belirtilmesi karşısında, suç tarihinin ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1-Öncelikle mükellef tarafından 2013 takvim yılında düzenlenen fatura bulunup bulunmadığının ilgili vergi dairesinden sorularak belirlenmesi,
2-İlgili takvim yıllarına ilişkin faturaların temini ile sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde sanıkların temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3-Faturaları kullandığı belirlenen ve haklarında karşıt inceleme raporu düzenlenen şirket yetkilileri veya kişiler ile gerektiğinde faturaları kullandığı tespit edilecek diğer şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
4-Kabule göre de; sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
B-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile sübutu halinde sanıklara yüklenen diğer suçlar yönünden;
Hükümlerden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafisi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 29.11.2022 tarihinde 2013 takvim yılında sahte belge düzenleme suçlarından açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşmesi gerektiğine dair Başkan Vekili …’ın karşı oyu ile oy çokluğu ile diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.

(KO)

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dairemizin yukarıda tarih, esas ve karar numaraları belirtilen ilamındaki 2013 takvim yılında sahte belge düzenleme suçundan kurulan beraat hükümlerinin 2012 takvim yılından verilen mahkumiyet ve beraat hükümleriyle birlikte bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerle kısmen katılmıyorum.
Dosya kapsamına göre 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte belge düzenleme suçunu işledikleri iddiasıyla sanık …’in VUK’nin 359/b ve TCK’nin 43, 53. Maddeleri uyarınca 2 kez, diğer muhasebeci olan diğer sanık … hakkında ise VUK’nin 359/b, 363/1, TCK’nin 43, 53. Maddeleri sevkiyle 2 kez cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
Yerel mahkemece sanıklardan …’nün her iki takvim yılında sahte belge düzenleme suçlarına iştirak ettiğine dair yeterli delil bulunmadığından CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine; sanık …’in ise 2012 takvim yılında sahte belge düzenleme suçunu işlediği sabit olduğundan VUK’nin 359/b, TCK’nin 43/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 2013 takvim yılında atılı suçu işlediği sabit olmadığından CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
Her iki sanığın savunmalarının alındığı tarih 20.11.2014’dür.
2013 takvim yılında sahte belge düzenleme suçundan açılan kamu davası mahkumiyete konu 2012 takvim yılında sahte belge düzenleme suçundan bağımsızlığını korumaktadır.
Dolayısıyla 2013 takvim yılında sahte belge düzenleme suçlarından her iki sanık hakkında beraat kararları verildiğine göre zamanaşımı kesen son işlem 20.11.2014 tarihli sorgudur.
Atılı suça öngörülen ceza miktarı itibarıyla 8 yıllık olağan 12 yıllık olağanüstü zamanaşımına tabidir.
Dolayısıyla sanıkların her ikisinin sorgusunun yapıldığı 20.11.2014 tarihinden inceleme tarihine kadar olağan zamanaşımı gerçekleşmiştir. Buna göre 2013 takvim yılında sahte belge düzenleme suçundan açılan kamu davalarının düşmesi gerekir.
Belirtilen gerekçelerle hükümlerin tamamının bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 29.11.2022


11. Ceza Dairesi Üyesi