YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6353
KARAR NO : 2022/21043
KARAR TARİHİ : 27.12.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme suçuna iştirak
…
Katılan vekilinin temyizinin sanık … hakkındaki beraat hükmüne, sanık …’in temyizinin ise mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1-Sanık … hakkında “2011 takvim yılında sahte fatura düzenlemeye iştirak“ suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:
Dosya kapsamına göre sanığın şerikleri konumunda bulunan temyiz dışı sanıklar … ve … haklarındaki temyiz istemine konu 15.09.2015 tarihli mahkûmiyet hükümlerinin, sanık yönünden de TCK‘nin 67/2-d. maddesi gereğince olağan zamanaşımını kestiği belirlenerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında “2012 takvim yılında sahte fatura düzenlemeye iştirak“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesinin “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresine yapılır.” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen 2. fıkrasındaki “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükümlerine aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın ilk olarak doğrudan sanığın MERNİS adresinde Kanun’un 21/2. maddesine göre 22.09.2015 tarihinde muhtara tebliğ edilmesine müteakip, sanığın 15.05.2013 tarihli sorgusunda bildirdiği, aynı zamanda da MERNİS adresi olan “… ” adresine tebligat çıkartıldığı ve 21.10.2015 tarihinde “muhatabın adresten taşındığının mahalle muhtarı …’in imzalı ve sözlü beyanından öğrenildiğinden” bahisle iade edildiği anlaşılmakla; sanığın usulüne uygun olmayan ilk tebligat sonrası öğrenme üzerine 07.10.2015 tarihli temyiz talebi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede:
Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.