Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/6290 E. 2020/7566 K. 22.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6290
KARAR NO : 2020/7566
KARAR TARİHİ : 22.12.2020

MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama
1-Sanık hakkında “2008 ve 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, faturaların gerçek alışverişlere dayandığını, faturaların sahte olduğunu bilmediğini söyleyerek suçlamaları kabul etmemesi, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, sanığın 2008 yılının 12. ayında ve 2009 yılının 3. ayında KDV indiriminde kullandığı faturaları düzenleyen … İnşaat Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcileri olan … ve … …’ün sahte fatura düzenleme suçundan mahkumiyetine ilişkin Kocaeli 6.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04.12.2014 tarihli 2013/152 Esas ve 2014/673 Karar sayılı ilamının, Dairemizin 18.04.2018 tarihli 2018/2358 Esas ve 2018/3671 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiğinin tespit edilmesi; sanığın 2008 yılının 9. ayında KDV indiriminde kullandığı faturaları düzenleyen Tam Isı Araçları Ltd. Şti.’nin yetkilileri hakkında sahte fatura düzenleme suçundan Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/403 Esas ve 2014/117 Karar sayılı kararı ile verilen hükümlerin temyizi üzerine Dairemizin 2017/4021 Esasına kaydedildiği, incelenmesinde düzenlenilen faturaların sahte olduğu belirlenmiş ise de sanığın Tam Isı Araçları Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturaları 2008 yılının 9. ayında kullanması nedeniyle, suç tarihleri ile 2008 yılı için zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi ve … İnşaat Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturaların sahte olup olmadığının tespit edilmesi gerekliliği dikkate alınarak ; suça konu faturaları düzenleyen … İnşaat Ltd. Şti.’nin yetkilileri hakkında açılan davanın akıbetinin araştırılması, dava dosyası getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden; mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan tediye makbuzları, diğer banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin sanığın defter ve belgelerini ibraz edememesi nedeniyle faturayı düzenleyen şirketten sorularak mümkünse ibrazının istenmesi, faturaları düzenleyen şirketin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaları düzenleyen kişilerin CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması,
Sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Suça konu faturaların KDV indiriminde kullanılması nedeniyle, en son tarihli faturaya göre 2008 yılında sahte fatura kullanma suçu yönünden suç tarihinin “25/01/2009” olduğu, 2009 yılında sahte fatura kullanma suçu yönünden ise suç tarihinin “25/04/2009” olduğu gözetilmeden gerekçeli karar başlığında “2008 ve 2009” şeklinde yanlış gösterilmesi,
b)2009 yılında sahte fatura kullanma suçu yönünden suç konusu faturaların, 2009 yılı Mart ayına ait olup, KDV’de kullanıldıkları anlaşıldığından, aynı beyanname döneminde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturmadığı, ancak faturaların adet ve tutarları, zarar miktarı, kastın yoğunluğu ve suçun işlenmesindeki özelliklerin TCK’nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde dikkate alınması gerektiğinin gözetilmeden TCK’nin 43.maddesi uygulanmak suretiyle cezasında artırım yapılması yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
22.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.