YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5331
KARAR NO : 2021/6558
KARAR TARİHİ : 15.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
Sanık …’nun yokluğunda verilen hükmün sanığın sorgusunda bildirdiği adresine gönderildiği, ancak iç kapı numarasının söz konusu tebligatta 1 yerine 27 olarak yazılması nedeniyle 21/2. maddesi gereğince yapılan tebliğin usulsüz olduğu ve temyiz süresinin başlamayacağı anlaşılmakla, öğrenme üzerine sanığın 22.05.2019 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-) Sanıklar …, … , … haklarında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanıklara yüklenen 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık … müdafisinin, sanıklar … ve …’nun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
2-) Sanık … hakkında 2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık … hakkında “ 2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaları düzenleyen şirketin ortağı olduğunu, ancak diğer sanıklar … ve …’yu tanımadığını, sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1-)Dosya içerisinde bulunan 16.11.2012 tarihli ve 2012-A-1613/23 sayılı suçu ve tekniği raporlarında, faturaları kullanan mükelleflerin Ba formunda 2009-2010 takvim yıllarında düzenlediği birer adet faturaya ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilmediğinin anlaşılması karşısında, sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin fatura tarihi olduğu da dikkate alınarak, suç tarihlerinin tespiti bakımından sanığın 2009 takvim yılında düzenlediği faturalara ilişkin fatura tarihlerinin ilgili vergi dairesi müdürlüğünden de sorulmak suretiyle tespit edilmesi ile zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi,
2-)Temin edilecek faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını ve başka bir kişiye ait olduğunu söylemesi halinde; ismi bildirilen kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
3-) İsmi bildirilen kişinin de faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanık bu kişinin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
4-)Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da ismi bildirilen kişiye ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
5-)Kabule göre de;
a)Uygulama maddesinin 213 sayılı VUK 359/b maddesi yerine, 213 sayılı VUK 359/b-1 maddesi olarak yazılması yasaya aykırı,
b)5237 sayılı TCK‟nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,15.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.