Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/5276 E. 2023/1316 K. 07.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5276
KARAR NO : 2023/1316
KARAR TARİHİ : 07.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/338 E., 2015/75 K.
SUÇLAR : Özel belgede sahtecilik, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na aykırılık
HÜKÜMLER : Kamu davasının reddi, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.02.2015 tarihli ve 2014/338 Esas, 2015/75 Karar sayılı kararı ile sanıklar …, … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçlarından beraatlerine, sanık … hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na (7201 sayılı Kanun) aykırılık suçundan beraatine ve sanık … hakkında kamu davasının reddine karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 22.07.2019 tarihli ve 2015/160620 sayılı, hükümlerin onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; sanıkların atılı suçları işlediklerine, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mersin 4. Aile Mahkemesinde görülen tanıma ve tenfiz davasından katılanın haberdar olmaması ve davanın sanık … lehine sonuçlanması için katılanın adresinin sanıklar…’nin adresi olarak gösterilip mahkeme tarafından yapılan tebligatların bu adreste sanık … tarafından alınması sağlanarak davanın katılan aleyhine sonuçlandırıldığı iddiasıyla sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik ve sanık … hakkında ayrıca Tebligat Kanunu’na aykırılık suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; sanıklar Muhammed Muntaa, Halise ve Murat’ın özel belgede sahtecilik suçlarını işlediklerine dair delil elde edilemediği; sanık …’ye yüklenen Tebligat Kanunu’na aykırılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçeleriyle sanıkların beraatine; sanık … yönünden ise, aynı eylemden dolayı İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığının anlaşılması nedeniyle kamu davasının reddine hükmedildiği anlaşılmıştır.
3. Katılan özetle; olayın iddianamede anlatıldığı şekilde meydana geldiğini beyan etmiş; sanık …’nın çocuklarının velayetini ve miras haklarını almak için diğer sanıkları azmettirerek davanın aleyhine sonuçlanmasını sağlamak için adresini değiştirip sahte tebligatlar yaptırdığını ifade etmiştir.
4. Sanık … özetle; suçlamayı kabul etmediğini, sahte adres bildirmediğini, sanıklar…’yi tanımadığını, sanık …’ı ise babasının müridi olduğu için tanıdığını, zaman zaman kendisine yardım ettiğini savunmuştur.

5. Sanıklar… özetle; sanık …’yı onun babasının kendilerinin şeyhi olması sebebiyle, katılanı ise şeyhlerinin kızı olması nedeniyle tanıdıklarını, katılanın çocuklarının tahsili için İstanbul’da ikamet adresi göstermek amacıyla yardım ettiklerini, evlerinin katılanın adresi olarak gösterilmesini katılanın istediğini savunmuşlardır.
6. Sanık … özetle; sanık …’nın kendisinin hocası olduğunu, tebligat işlemlerinden haberdar olmadığını, yüklenen suçu işlemediğini savunmuştur.
7. Suça konu tebligatların onaylı örnekleri, Mersin 4. Aile Mahkemesinin 2011/1359 Esas sayılı ve 2012/625 Esas sayılı dosyalarının onaylı örnekleri, adres kayıt formu, ekspertiz raporu, Suriye Mahkemelerinin kararlarının tercümeleri, İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/477 Esas sayılı dosyasına ait evraklar, katılana ait vekaletnameler, İstanbul 9. Noterliğinin 23.12.2013 tarihli yazısı ve diğer deliller dosya arasındadır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Beraat Hükmü Yönünden
Sanığa yüklenen suçun sübutu halinde 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya geçerli olan resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilerek, temyiz inceleme tarihi itibarıyla dava zamanaşımının dolmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
1. Toplanan delillere göre sanığın yüklenen suçu işlediğine dair savunmasının aksine mahkûmiyetine yeterli, kesin ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Sanıklar …, … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
1. Katılanın eşi ile kayınpederi Muhammed Haznevi ve bir kısım yakınlarının 2005 yılında umre ziyareti sırasında geçirdikleri trafik kazası sonucu öldükleri, katılanın çocukları …’ın büyük babaları Muhammed Haznevi’ye mirasçı oldukları, katılanın kayın biraderi olan sanık …’nın, büyükbaba Muhammed Haznevi’nin tüm mirasını ele geçirmek için bir takım yasa dışı işlemlerde bulunduğu, Suriye’den adli mercileri iğfal ederek aldığı vesayet belgesini Mersin 4. Aile Mahkemesinin 2011/1359 Esas sayılı dosyasında tanıma ve tenfiz yaptırmak istediği, sanık …’nın mahkemenin katılana tebligat yapacağını bildiğinden sanık … vasıtasıyla, katılanı …’te ikamet ediyormuş gibi göstediği, sanık …’ın nüfus müdürlüğüne katılan adına sahte imza atarak müracaat ettiği, Mersin 4. Aile Mahkemesinin 2011/1359 Esas sayılı dosyasında 15.11.2011 ve 10.01.2012 tarihinde iki adet tebligat yapıldığı, bu tebligatların katılan ile hiçbir bağı ve alakası olmayan sanık …’nin aynı adreste birlikte oturan yengesi sıfatıyla almış gibi göründüğü, sahte adrese tebligat çıkartılarak tebligatlar alınmak suretiyle adli mercilerin yanıltıldığı, Mersin 4. Aile Mahkemesinin 2011/1359 Esas sayılı dosyasında görülen tanıma ve tenfiz davasının bu sahtecilikten dolayı takip edilemediği ve katılan aleyhine sonuçlandığının iddia edildiği olayda; Mersin 4. Aile Mahkemesinde katılan aleyhine sonuçlanan 2011/1359 Esas sayılı ilk davanın yargılanmanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülerek aynı Mahkemenin 2012/625 Esasında katılan lehine sonuçlanarak kesinleşmesi, katılanın aşamalarda değişmeyen oluşa ve dosya kapsamına uygun düşen ısrarlı beyanları, sanık …’nın diğer sanıklar…’yi tanımadığı yönündeki beyanlarına nazaran sanıklar…’nin sanık …’nın babasının kendilerinin şeyhi olduğu, sanığı bu sebeple tanıdıklarını ve katılana bu nedenle yardım ettiklerini beyan etmeleri, katılanın verdiği vekaletnamelerdeki adresin noter kayıtlarına otomatik olarak düştüğüne dair 23.12.2013 tarihli noterlik yazısı, katılanın çocuklarının hukuki durumlarına ilişkin davayı takip etmemek istemesinin hayatın olağan akışına ve annelik duygusuna ters düşmesi, adres beyan formundaki imzanın katılanın eli ürünü olmaması nedeniyle, sanık … ve Halise’nin, katılanın çocuklarının tahsili için İstanbul’da bir ikamet adresi gösterilmesi gerektiği, evlerinin katılanın adresi olarak nüfusa bildirilmesini katılanın istediği yönündeki beyanlarına itibar edilemeyeceğinin anlaşılması, olayların akışı ve tüm dosya kapsamında toplanan delillerden, tanıma ve tenfiz davasının sanık … lehine sonuçlanmasında sanığın menfaatinin bulunması ve sanık … ile diğer sanıklar… arasında beyanlarına yansıyan ilişki de göz önünde bulundurulduğunda sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde katılanın tanıma ve tenfiz davasından haberdar olmamasını sağlayarak davanın sanık …’nın lehine sonuçlanması amacıyla katılanın adresinin gerçekte oturmadığı farklı bir adres gösterip sahte tebligat işlemleri ile mahkemeden sahte tanıma ve tenfiz ilamı aldıklarının anlaşılması karşısında, sanıklar Muhammed Muntaa, Nevzat ve Halise’nin sübut bulunan eylemleri nedeniyle zincirleme şekilde kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetlerine yerine yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile sanıklar Muhammed Muntaa ile Halise’nin beraatine ve sanık … yönünden kamu davasının reddine hükmedilmesi,
2. Sanık … hakkında İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/477 Esas, 2014/250 Karar sayılı ilk davanın adres beyan formundaki sahtecilik nedeniyle açıldığı, temyize konu davanın ise tebligatlar ve tanıma ve tenfiz davasına ilişkin olduğu, her iki davada suça konu edilen belgelerin farklı olması nedeniyle davalar arasında mükerrerlik bulunmadığı ve kesinleşen mahkûmiyet hükmünün zincirleme suç kapsamında kaldığı anlaşıldığından, sanığın bu dosyadaki eylemleri nedeniyle zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre artırım oranı belirlenerek tayin olunacak sonuç cezadan kesinleşmiş önceki hükümdeki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile kamu davasının reddine hükmedilmesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Kurulan Beraat Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) alt başlığında açıklanan nedenlerle Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.02.2015 tarihli ve 2014/338 Esas, 2015/75 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanıklar …, … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) alt başlığında açıklanan nedenlerle Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.02.2015 tarihli ve 2014/338 Esas, 2015/75 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.03.2023 tarihinde karar verildi.