YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/47
KARAR NO : 2022/6972
KARAR TARİHİ : 20.04.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1)Sanığın, 2012 yılı Mart ayında katılandan 7.5 ton mangal kömürü aldığı, karşılığında da keşidecisi eşi … olan 2 adet çeki verdiği, çeklerin bankaya ibrazında keşidecisi imzasının …’a ait olmadığı söylenerek ödeme yapılmadığı, sanığın bu suretle atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın savunmasında eşi adına olan iş yerini eşinin verdiği vekaletname ile kendisinin işlettiğini, suça konu çekleri eşi …’ın bilgisi ve rızası dahilinde düzenlediğini, daha önce benzer şekilde düzenlediği çeklerin ödendiğini savunması, tanık olarak dinlenen …’ın da bu hususu doğrulaması, borca itiraz edildiği yönünde herhangi bir iddianın ileri sürülmemesi ve temyiz dilekçesinde aynı nitelikte olup ödenen çeklere ilişkin liste eklendiğinin anlaşılması karşısında, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarih ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine imza atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık ve zımni olabileceği dikkate alınarak, suç kastının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın daha önceden benzer nitelikte eşi … yerine çekleri imzalayıp imzalamadığının, imzalamış olması halinde ödenip ödenmediğinin araştırılmasından sonra sanığın suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
2)Kabule göre;
a)5237 sayılı TCK’nin 43. maddesi uyarınca; “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; suça konu çeklerin farklı tarihlerde verildiğinin sabit olmaması nedeniyle TCK’nin 43. Maddesinin uygulanamayacağının, ancak belge sayısının TCK’nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeyerek fazla ceza tayini yasaya aykırı,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 20.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.