Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/3390 E. 2020/2015 K. 03.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3390
KARAR NO : 2020/2015
KARAR TARİHİ : 03.03.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gerekçeli karar başlığında “2008” olarak yanlış yazılan suç tarihinin, suça konu 2008 yılına ait sahte faturaların gelir vergisinde kullanılması nedeniyle, 16.03.2009 olarak mahallinde düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının da infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesi gereğince suç tarihleri itibarıyla sahte fatura kullanma suçunun temel cezasının asgari haddinin 3 yıl hapis cezası olduğu gözetilmeden 18 ay hapis cezası olarak takdir edilmesi ve bu halde hükmolunacak hapis cezasının da 2 yılın üzerinde olacağı ve CMK’nin 231/5 ve TCK’nin 51. maddelerininin uygulanmasının mümkün olmayacağı gözetilerek, zararın tam olarak giderilip giderilmediği hususunda tespit yapılmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi atıfetin genişletilemeyeceği ilkesi gereğince aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen delillere, Mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
Sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, bu suçların birbirine dönüşmeyeceği; sanık hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kamu davası açıldığı gözetilmeden; hükmün gerekçesinde sanığın sahte fatura kullandığı kabul edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında sahte fatura düzenlemek suçundan hüküm kurularak gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz talebi bu itibariyle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının 1. bölümünde yer alan “düzenlemek” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “kullanmak” ibaresinin yazılması suretiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.