Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/3381 E. 2020/4755 K. 22.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3381
KARAR NO : 2020/4755
KARAR TARİHİ : 22.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Beraat

5271 sayılı CMK’nin kanun yollarına başvurma başlıklı 260/1. maddesindeki “hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmü karşısında; katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve kovuşturma evresinde usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için davaya katılma talebinde bulunamayan şikayetçi kurumun yokluğunda verilen hükmü, vekilinin 05.08.2015 tarihinde temyiz ettiği görülmekle, kanun yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1-Kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi kuruma duruşma günü usulen bildirilip, davaya katılma, iddia ve delillerini sunma olanağı tanınması gerektiği gözetilmeyerek iddia hakkının kısıtlanması,
2-213 sayılı VUK’nin 367. maddesi uyarınca dava şartı olan vergi dairesi başkanlığı mütalaası ve dayanağı olan vergi suçu raporu ile eklerinin “2008 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçuna ilişkin olduğu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 04.12.2013 tarih ve 2013/54100 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan, kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından; sanık hakkında “2008 yıllarında sahte fatura düzenleme” suçundan mütalaa verilip verilmeyeceği sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devam olunarak hüküm kurulması,
3-Kabule göre de, 1136 sayılı Kanun’un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, şikayetçi vekilinin ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.