Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/3060 E. 2019/4824 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3060
KARAR NO : 2019/4824
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 03.04.2019 tarihli ve 2019/1778 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.04.2018 tarihli ve … sayılı ihbarname ile;
Özel belgede sahtecilik suçundan şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/10/2018 tarihli ve 2017/31040 soruşturma, 2018/26404 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın süre yönünden reddine ilişkin Kayseri 3. Sulh Ceza Hâkîmliğinin 20/12/2018 tarihli ve 2018/5996 değişik iş sayılı kararının “… sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, … sayılı Kanun’un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata … sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında; somut olayda, müştekinin kollukta alınan 20/07/2017 tarihli beyanında “Yıldırım Beyazıt Mahallesi Kızılırmak Caddesi Canbey Apartmanı No:3/12 Melikgazi/Kayseri” adresini bildirdiği, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda da anılan adresin müşteki adresi olarak belirtildiği halde, müştekinin mernis adresi olan “Düzencik Mahallesi, Düzencik Küme Evleri No:3/Sarıoğlan/Kayseri” adresine, bilinen son adresine herhangi bir tebliğ işlemi yapılmadan, doğrudan … sayılı Kanun’un 21/2. maddesi gereğince tebliğ yapıldığı ve bu nedenle tebliğ usulsüz olduğundan kararın kesinleşmediği, dolayısıyla müştekinin 22/11/2018 tarihli itiraz dilekçesinin öğrenme üzerine süresinde verilmiş itiraz dilekçesi olarak değerlendirilerek, itirazın esastan incelenip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle … sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 07.10.2018 tarihli 2017/31040 Soruşturma ve 2018/26404 Karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karara karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin merci Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 20.12.2018 tarihli ve 2018/5996 Değişik İş sayılı kararının, … sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 20.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.