Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/2015 E. 2020/4753 K. 22.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2015
KARAR NO : 2020/4753
KARAR TARİHİ : 22.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenleme
HÜKÜM : Asıl karar: Mahkumiyet, beraat
Ek karar: Temyiz talebinin reddi

A) Sanık … hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraz yoluna tabi olduğundan; sanığın temyiz talebinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile merciinde incelenmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
B) Sanık … hakkında 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın; sanık … hakkında 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
Gerekçeli kararın öncelikle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkarılarak, sanığın adreste bulunmaması nedeninin araştırılması, adreste bulunmaması halinde ise tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim ederek ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekirken; bu işlemler yapılmadan, sanığın MERNİS adresine doğrudan çıkarılan tebligat uyarınca aynı Kanun’un 21/2. maddesine göre işlem yapılarak muhtara teslim edilmesi nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, sanık …’un öğrenme üzerine hükümleri süresinde temyiz ettiği kabul edilip mahkemenin 25.05.2018 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
1-… İnşaat Yapı Malz.Met. ve Kim.Mad.San.Tic.Ltd.Şti.’nin ortakları olan sanıkların 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık …’nın savunmasında gemide çalıştığını, işçi olduğunu, adı geçen şirketin ortağı olmadığını, diğer sanığı tanımadığını söylemesi; diğer sanık …’un ise savunmasında ve aşamalarda verdiği dilekçelerinde diğer sanık olan …’yı iyi tanıdığını, onun aracılığı ile iddianamede adı geçen şirkette işe başladığını ancak şirketin sahibinin … ve … (…) oğlu 1974 doğumlu … olduğunu,…’un ve kendisinin burada işçi olarak çalıştıklarını söylemesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; dosyada bulunan fatura asılları sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, faturalardaki imzaların kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile söz konusu belgelerdeki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaları kullandığı belirlenen ve karşıt inceleme raporları düzenlenen … Elek. … ile … Plastik ve İnş.San.Tic.Ltd.Şti.’nin yetkili temsilcileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması, sanık …’un savunmasında ismi geçen … isimli kişinin CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendisinden sanıkları tanıyıp tanımadığının söz konusu şirketle bir ilgisinin olup olmadığının ve faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, gerekirse yazı ve imzaların eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınması, mükellef şirkete ait beyannamelerin ne şekilde verildiği araştırılarak varsa muhasebecisinin tanık olarak dinlenmesi, kendisinden beyannamelere konu faturaları getiren kişinin sanıklar olup olmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi yasaya aykırı,
2-Kabule göre de;
a)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık … hakkında her bir yıl için TCK’nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanık …’un kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.