Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/11819 E. 2023/1123 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/11819
KARAR NO : 2023/1123
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
… 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.03.2015 tarihli ve 2013/127 Esas, 2015/70 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında ayrı ayrı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (5275 sayılı Kanun) 108 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezanın infazından sonra 1 yıl 8 ay süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık …’in temyiz isteği hakkında, tekerrür hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.
B. Sanık …’ın temyiz dilekçesinde, herhangi bir temyiz nedeni bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. 34 HS 9308 plaka sayılı Toyota marka … içerisinde bulunan şahısların “hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihmal ve mala zarar verme” suçlarından arandıkları ihbarı üzerine 14.11.2012 tarihinde sanıkların içinde bulundukları aracın … Mevkii otoban üzerinde … Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerince durdurulduğu, sanıklardan …’ın üzerinde … adına düzenlenmiş ve sanığın fotoğrafı bulunan B sınıfı 398814 seri nolu sürücü belgesi; diğer sanık …’in üzerinde ise … adına düzenlenmiş ve üzerinde fotoğrafı bulunan sahte nüfus cüzdanının bulunduğu anlaşılmıştır.
2. Sanıklar, suçlamaları ikrar etmişlerdir.
3.Soruşturma aşamasında alınan … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 16.01.2013 tarihli uzmanlık raporu ile suça konu nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin tamamen sahte olarak hazırlanıp düzenlendiği, yapılan sahteciliğin ilk nazarda ve kolaylıkla fark edilemeceyek nitelikte olduğu cihetle, aldatma kabiliyetini haiz olduğu görüşü bildirilmiştir.
IV. GEREKÇE
Dosyada aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi üzerinde Heyetimizce yapılan gözlemde fotoğraflar üzerinde soğuk mühür izinin bulunduğu, belgelerin iğfal kabiliyetinin olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;

A. Sanık …’in Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık …’in yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.03.2015 tarihli ve 2013/127 Esas, 2015/70 Karar sayılı kararında, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen,
a)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarihli ve 2013/8-151/304 sayılı kararında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği, Sultanbeyli 2. Asliye Ceza mahkemesinin 2008/8 Esas ve 2008/396 Karar sayılı ilamının, Mahkemece tekerrüre esas alınan … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/890 Esas ve 2012/800 Karar sayılı ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği, bu sebeple bu ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu konuda karar verecek merci 5275 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin beşinci fıkrası ile de tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde şartla salıverilmeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının hükme bağlandığı; bu sebeplerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında tayin ve tespitinin yapılması gerektiği gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl 8 ay süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına hükmedilmesi,
Dışında bir hukuka aykırılık görülmemiş, söz konusu hukuka aykırılıklar Yargıtay tarafından giderilmiştir.

B. Sanık …’ın Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık …’ın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.03.2015 tarihli ve 2013/127 Esas, 2015/70 Karar sayılı kararında, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen,
a)5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılabilmesi için tekerrüre esas alınan ilamın kesinleşmesinden sonra ikinci suçun işlenmesi gerekli olup; sanık hakkında tekerrüre esas alınan … 5. Ceza Mahkemesinin 2011/669 Esas ve 2012/361 Karar sayılı mahkûmiyet hükmünün 03.03.2016 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, yargılamaya konu suçun bu tarihten önce işlenmiş olması nedeniyle tekerrüre esas olamayacağı, ancak sabıka kaydındaki … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/13 Esas, 2007/520 Karar sayılı ilamının kesinleşme tarihine göre tekerrüre esas olduğunun gözetilmemesi,
b) Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu konuda karar verecek merci 5275 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin beşinci fıkrası ile de tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde şartla salıverilmeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının hükme bağlandığı, bu sebeplerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında tayin ve tespitinin yapılması gerektiği gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl 8 ay süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına hükmedilmesi, dışında bir hukuka aykırılık görülmemiş, söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.03.2015 tarihli ve 2013/127 Esas, 2015/70 Karar sayılı kararına yönelik sanık … ve sanık …’ın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün (1) numaralı fıkrasındaki tekerrüre esas alınan mahkeme bilgilerinin “Sultanbeyli 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/8 Esas, 2008/396 Karar” ve hükmün (2) numaralı fıkrasındaki tekerrüre esas alınan mahkeme bilgilerinin “… 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/13 Esas, 2007/520 Karar sayılı” ilam olarak değiştirilmeleri ve yine her iki hüküm fıkrasındaki “5275 S.Y.nın 108/4 maddesi uyarınca” ibaresi ile “sanık hakkında 1 yıl 8 ay süreyle ” ibarelerinin de hükümlerden çıkartılmaları suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası ve ve 5275 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinin ikinci fıkrası ereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümlerde gösterilen ilamlar nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına

TEVDİİNE, 01.03.2023 tarihinde karar verildi.