YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/11672
KARAR NO : 2023/5977
KARAR TARİHİ : 12.09.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/488 E., 2015/653 K.
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama, onama
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2015 tarihli ve 2015/488 Esas, 2015/653 Karar Sayılı Kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve hak yoksunluklarına, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan 5237 sayılı Kanun’un 268 inci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 58 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz talebi; davaya konu sürücü belgesini kolluk görevlilerine ibraz etmediğini, kendisini sadece … olarak sözlü tanıttığını, kolluk görevlilerinin kendi gerçek kimliğini tanımaları üstüne olayı itiraf ettiğini, dosyasının temyizen bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Cezaevi firarisi olup aranan sanığın … adına düzenlenmiş ancak kendi fotoğrafı bulunan sahte sürücü belgesini kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarını işlediğinden bahisle kamu davası açılmıştır.
2. Sanık atılı suçları ikrar etmiştir.
3. 17.04.2015 tarihli yakalama tutanağından, aranan sanığın yerinin ihbarı üzerine kolluk kuvvetlerince sanığın bulunduğu yere gidildiğinde, sanığın suça konu sahte sürücü belgesini ibraz ettiği ancak kolluk görevlilerinin sanığı tanımaları sebebiyle yapılan mülakat sonunda sanığın gerçek kimliğini itiraf ettiği, anlaşılmıştır.
4. Sahte sürücü belgesi aslı Adli Emanetin 2015/5348 sırasına kaydedilmiştir.
5. Adana Kriminal Polis Labaratuvarı Müdürlüğünün 27.04.2015 tarihli uzmanlık raporuna göre davaya konu sürücü belgesinde fotoğraf değişikliği yapılmak suretiyle sahteleştirilmiş olduğunun ve yapılan tahrifatın ilk bakışta ve kolaylıkla dikkati çekmeyecek nitelikte olması nedeniyle aldatma kabiliyetini haiz olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
6. Mahkeme sanığın atılı suçları işlediğinin kabulü ile mahkûmiyetine hükmetmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. İddia, savunma, yakalama tutanağı, uzmanlık raporu ve tüm dosya kapsamına göre yüklenen suçun sübut bulduğu anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
B. Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 268 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması halinde başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun unsurları oluşmayacaktır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; daha önce işlediği iddia olunan suç nedeniyle hakkında yakalama kararı bulunan sanığın yerinin ihbar edilmesi üzerine yanına gelen polis memurlarına kimliğini gizlemek amacıyla kendisini … olarak tanıtıp sahte sürücü belgesini ibraz ettiği, polislerin sanığın tanıdıkları, sanığın gerçek kimliğini yakalamadan önce bildikleri, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 268 inci maddesinde düzenlenen “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuş,
2. Kabul ve uygulamaya göre de, sanığa isnat edilen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
A. Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümü (A) bendinde açıklanan nedenle Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2015 tarihli ve 2015/488 Esas, 2015/653 Karar Sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümü (B) bendinde açıklanan nedenle Adana 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2015 tarihli ve 2015/488 Esas, 2015/653 Karar Sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.09.2023 tarihinde karar verildi.