Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2019/10333 E. 2023/4019 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10333
KARAR NO : 2023/4019
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ( 5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Kars 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.07.2015 tarihli ve 2015/465 Esas, 2015/704 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, şikâyetçi …’nin bilgisi ve rızası dışında 05.08.2013 düzenleme tarihli, 15.11.2013 vade tarihli, 10.000,00 TL bedelli ve 05.08.2013 düzenleme tarihli, 30.11.2013 vade tarihli 6.100,00 TL bedelli, alacaklısı … Temizlik Ltd. Şti., borçlusu … olan iki adet suça konu sahte bonoyu şikâyetçi adına düzenleyip imzaladığı, daha sonra bu bonoları … … isimli kişiye borcuna karşılık ciro edip verdiği, … …’nın da iki adet bonoyla ilgili şikâyetçi … aleyhine icra takibinde bulunduğu iddiasıyla sanık hakkında kamu davası açılmıştır.
2. Sanık savunmasında; … … isimli şahıstan borç aldığını, sürekli alacağını istediği için …’nin adına iki adet bono düzenleyerek … …’ya verdiğini, söz konusu bonolar üzerindeki yazıların ve imzaların kendisine ait olduğunu, suçu kabul ettiğini beyan etmiştir.
3. Şikâyetçi beyanında; sanığın hiç tanımadığı … … isimli şahsa olan borcundan ötürü kendisi adına sahte bono düzenleyip imzalayarak verdiğini, sanığa borcunun bulunmadığını, sanığın çıkarı için sahte bono düzenleyerek kendisini mağdur ettiğini söylemiştir.
4. Mahkeme suça konu bonoları duruşmada incelemiş ve gözleminde; 30.11.2013 tarih ve 6.100,00 TL bedelli ile 15.11.2013 tarih ve 10.000,00 TL bedelli emre muharrer bonolar olup alacaklısının … Temizlik Ltd. Şti., borçlusunun … olduğunu, bonoların sağ alt köşesinde Semerci soyadıyla atılmış imzaların bulunduğunu, arka kısmında … ve … …’nın isim ve imzalarının bulunduğunu tespit etmiştir.
5. Mahkemece sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği kabul edilerek hakkında temyize konu mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen; 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, somut olayda aynı anda kullanılan suça konu sahte senetlerin farklı tarihlerde düzenlendiğine dair kesin delil elde edilmediği, buna göre eylemin tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, sahte belge sayısının 5237 sayılı Kanun’un 61 … maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınabileceği gözetilmeden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi hususu dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı bentte açıklanan nedenle Kars 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.07.2015 tarihli ve 2015/465 Esas, 2015/704 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulandığı 2 nci paragrafın tamamının çıkartılması, hüküm fıkrasının 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulandığı 3 üncü paragrafındaki “ 2 yıl 7 ay 7 gün” ibaresinin çıkartılıp yerine “2 yıl 1 ay” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.