Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/881 E. 2020/5013 K. 28.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/881
KARAR NO : 2020/5013
KARAR TARİHİ : 28.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın yokluğunda verilen kararın, 16/12/2014 tarihinde “… Caddesi … Apt. No:… Ankara” adresinde sanığın hastanede bulunduğunun işçisi tarafından bildirilmesi ve işçisinin tebligatı almaktan imtina etmesi üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uyarınca 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırılıp muhtara teslimi sonrası, sanık müdafii tarafından verilen 30/12/2014 tarihli temyiz dilekçesinin, aynı Kanun’un 20. maddesinde yer alan “Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.” hükmü uyarınca süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca Dairemize gönderilen 12/11/2013 tarihli ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazıdan, suça konu mühürleme tutanaklarını düzenleyen Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin, mühürleme tarihlerinden önce 28/01/2009 tarihinde özelleştirildiği anlaşılmış olup; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/03/2016 tarihli 2015/21-1121 Esas ve 2016/111 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, özelleştirme uygulamaları hakkındaki 4046 sayılı Kanun, 20/02/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile başkaca herhangi bir özel kanunda, özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nin 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre katılan kurumun özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme işleminin bulunmaması nedeniyle, sanığa yüklenen “mühür bozma” suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.