Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/6840 E. 2019/622 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6840
KARAR NO : 2019/622
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

İtiraz Yazısının Tarihi- Sayısı : 10.12.2018- 11-2012/210172
İtiraz Edilen Daire Kararı : Dairemizin 08.11.2018 tarihli 2016/4407 Esas ve 2018/8912 Karar sayılı kararı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : …. Asliye Mahkemesinin 17.05.2012 tarihli 2012/301 Esas ve 2012/743 Karar sayılı kararı
İtirazla İlgili Sanık : …
Suç : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan sanık … hakkında …. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 29.12.2011 tarihinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmiş; bu karar, katılan vekilinin itirazı üzerine, …. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12.03.2012 tarihinde “sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulmadığı ve katılanın zararının giderilmediği” gerekçesiyle kaldırılmış; bunun üzerine …. Asliye Ceza Mahkemesince 17.05.2012 tarihinde 2012/301-743 sayı ile sanığın mahkûmiyetine ve cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, 08.11.2018 tarihinde 2016/4407 Esas ve 2018/8912 Karar sayı ile defter ve belgeleri gizleme suçunun tehlike suçu olduğu ve bu suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun CMK’nin 231. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendinde belirtilen anlamda somut ve maddi bir zarara uğradığının kabul edilemeyeceği; sanığın 27.06.2011 tarihli oturumda CMK’nin 231. maddesinin 6. fıkrasının uygulanmasını (hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını) kabul ettiği belirtilerek, “hukuka aykırı olduğu değerlendirilen …. 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.03.2012 tarih ve 2012/261 Değişik İş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin takdiri için, bu durum “bekletici sorun” sayılarak “kovuşturmanın durmasına” karar verilip, dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği” şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına, Üyeler … ve …’un değişik gerekçesi ve oy birliğiyle karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Dairemizin kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında özetle; ….. . Asliye Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği, bu kararın itiraz üzerine …. 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldığı anlaşılmıştır. Eğer …. 3. Ağır Ceza Mahkemesi bu itirazı reddetse idi geriye bir tek yol kalacaktı o da CMK 309’a göre kanun yoluna başvurma, ancak somut olayda olduğu gibi itirazı kabul etmesi nedeniyle yeni hüküm kurulmuş olup bu hüküm olağan kanun yolu olan temyiz denetimine tabi hale gelmiştir. Tüm bu nedenlerle, sanık hakkında verilen defter ve belgeleri gizleme suçunun bir tehlike suçu olması ve mağdurun veya kamunun maddi bir zarara uğraması söz konusu olmadığından ve diğer objektif koşulların da uygun olması nedeniyle sanık hakkında CMK’nin 231. maddesinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Tartışmanın konusunu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz üzerine merci tarafından “katılanın zararının giderilmediği” gerekçesi ile kaldırılması üzerine, Mahkeme tarafından, katılanın zararının bulunmadığı gerekçesi ile tekrar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermesinin mümkün olup olmadığı oluşturmaktadır.
CMK’nin 271. maddesinin 4. fıkrasına göre, merciin itiraz üzerine verdiği kararlar kesindir. Kesin olan bu karar kanun yararına bozma yolu ile bozulmadıkça, hem mahkemeyi hem de Yargıtayı bağlar. Merci kararı kanun yararına bozma yolu ile bozulup ortadan kaldırılmadan Mahkemenin, merci kararının yanlış olduğunu belirtip tekrar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermesi mümkün değildir.
Öte yandan, bir hüküm veya kararın “yok hükmünde” olduğunun kabul edilebilmesi için, hukuka aykırılığın “çok ağır ve açık” olması gerekir. Bu bağlamda, işlemin kurucu unsurlarının, işlemi yapanın ehliyetinin olmaması, karar veya hükmün hukuk devleti ilkesine aykırı olması gibi durumlarda yokluk kabul edilir. Kanun hükmünün yanlış yorumlanmasına veya delillerin hatalı değerlendirilmesine dayanan aykırılıklar, hüküm veya kararın yok hükmünde sayılmasını gerektirmez.
Somut olayla ilgili merci kararındaki aykırılık, kanun hükmünün yanlış yorumlanmasına ve delilin hatalı değerlendirilmesine dayandığı için, karar yok hükmünde değildir.
Belirtilen nedenlere ve itiraz konusu karardaki gerekçeye göre; Dairemizin kararında bir hukuka aykırılık bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
D) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK’nin 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE,
Üyeler … ve …’un karşı oyu ve oy çokluğu ile 17.01.2019 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dairemizin 08.11.2018 tarihli 2016/4407 Esas ve 2018/8912 Karar sayılı kararında belirttiğimiz değişik gerekçe ile bozma gerekçesindeki çoğunluk görüşüne katılmadığımızdan itirazın kabülü gerektiği görüşündeyiz.