Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/6786 E. 2019/445 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6786
KARAR NO : 2019/445
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Asıl karar; Mahkumiyet
Ek karar; temyiz talebinin reddi

Daha önce adli mercilerce usulüne uygun bir tebligat yapılmamış olan adrese 03.03.2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligat işlemi geçersiz olup öğrenme üzerine sanığın hükümleri yasal sürede temyiz ettiği anlaşıldığından, tebliğnamedeki sanık … hakkındaki temyiz isteminin süre yönünden reddine yönelik düşünceye iştirak edilmemiş; temyiz talebinin reddine ilişkin 03.07.2015 tarihli ek karar kaldırılarak inceleme yapılmıştır.
A) Çocuk sanık … hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri uyarınca; suç tarihinde 15-18 yaş gurubunda olan çocuk sanık …’ye isnat olunan sahtecilik ve dolandırıcılık suçları için 5237 sayılı TCK’nin 204/1 ve 157/1. maddelerinde öngörülen cezaların türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddeleri uyarınca hesaplanan 8 yıllık uzatılmış dava zamanaşımının suçların işlendiği 05.05.2007 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, çocuk sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, çocuk sanık hakkındaki her iki suçtan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
B) Sanıklar … ve … hakkında dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyiz talebinin incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucu, toplanan deliller gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak; yüklenen suçların sübutu kabul, oluşa uygun şekilde vasfı tayin, temel cezayı teşdit sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanıkların temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyiz talebinin incelenmesi;
Sanıkların diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1-Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak; sanıkların fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, bu dava ile benzer nitelikteki davaların UYAP ortamından ve diğer yollardan tespit edilerek, derdest davaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş olanların dosyalarının getirtilerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkarılıp bu dosya içine konulması, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hükümler kurulması,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
15.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.