Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/6695 E. 2018/10810 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6695
KARAR NO : 2018/10810
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : 1-2005 ve 2007 yılları arası fatura düzenlemek suçundan; beraat
2-213 sayılı yasaya aykırılık suçundan; düşme

Yargıtay 21. Ceza Dairesi‘nin 03.10.2016 tarihli 2016/4707 Esas ve 2016/5868 Karar sayılı bozma ilamının sanık…‘ya teşmiline karar verildiği halde, bu sanık yönünden bozma ilamı sonrası yargılama yapılmadığı görülmekle, sanık… yönünden bu hususta mahallinde yargılama yapılması mümkün görülmüştür.
1-Sanık hakkında “2004 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan kurulan düşme hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, 5271 sayılı CMK’nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fail ve fiilden ibaret olup, sanık hakkında Tuzla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15.05.2008 tarihli 2007/3539 Soruşturma ve 2008/1532 Esas sayılı iddianamesi ile … Denetim Grup Müdürlüğü‘nün 11.06.2007 tarih ve 12776 sayılı mütalaası ile ekindeki 30.05.2007 tarih ve VDENR-2007-484/169 sayılı vergi suçu raporuna kısmen uygun olarak “2004 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açıldığı, sahte fatura düzenlemek ve kullanmak eylemlerinin birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturduğu ve “2004 takvim yılında sahta fatura düzenleme“ suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, bu suçtan hüküm kurulması yasaya aykırı ise de zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğu ve suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırıldığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyla doğru olan hükmün istem gibi ONANMASINA,
2-Sanık hakkında “2005 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, 5271 sayılı CMK’nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fail ve fiilden ibaret olup, sanık hakkında Tuzla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15.05.2008 tarihli 2007/3539 Soruşturma ve 2008/1532 Esas sayılı iddianamesi ile … Denetim Grup Müdürlüğü‘nün 11.06.2007 tarih ve 12776 sayılı mütalaası ile ekindeki 30.05.2007 tarih ve VDENR-2007-484/169 sayılı vergi suçu raporuna kısmen uygun olarak “2005 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanma” suçlarından kamu davası açıldığı, sahte fatura düzenlemek ve kullanmak eylemlerinin birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturduğu, “2005 ve 2007 takvim yıllarında sahta fatura düzenleme“ suçlarından açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, bu suçlardan hüküm kurulması yasaya aykırı ise de zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğu cihetle;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2005 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçunun, en aleyhe kabulle suça konu faturaların kurumlar vergisinde kullanılmış olabileceği değerlendirilerek suçun işlendiği 16.03.2006 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar, sanığa yüklenen “2007 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçu yönünden ise, Mahkemenin 16.02.2012 tarihli 2009/488 Esas ve 2012/96 Karar sayılı ilamında bu takvim yılına ilişkin olarak hüküm kurulmadığı gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımının, son kesici işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 04.06.2009 tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 24.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.