YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6562
KARAR NO : 2020/3710
KARAR TARİHİ : 30.06.2020
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Sanıklar … ve … hakkında: 2008 ve 2009 takvim yıllarındaki suçlar yönünden: Beraat
Sanık … hakkında 2008 takvim yılındaki suç yönünden: Mahkumiyet, 2009 takvim yılındaki suç yönünden: Beraat
Sanık … hakkında: 2008 takvim yılındaki suç yönünden: Beraat, 2009 takvim yılındaki suç yönünden: Mahkumiyet
I- Sanık … hakkında “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından, sanıklar … ve … hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan verilen beraat hükümlerine karşı katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olup; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
II- Sanık … hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne karşı sanık … müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
III- Sanıklar … ve … hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanık … hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne karşı, katılan vekili ve sanık …’ın temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Sanık …’ın savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, faturaların gerçek ticari ilişki karşısında düzenlenen faturalar olduğunu beyan etmesi, sanıklar … ile …’in ise … isimli kişinin kendilerini notere götürüp imza attırdığını, noterden sonra şahsı görmediklerini, faturaları kendilerinin düzenlemediğini savunmaları karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1- Sahte olduğu iddia edilen faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını ya da …’a ait olduğunu söylemeleri halinde; ismi bildirilen kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekilme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2- …’ın da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanıklar ve bu kişinin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ya da …’a ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
4- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
30/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.