Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/6497 E. 2022/12556 K. 15.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6497
KARAR NO : 2022/12556
KARAR TARİHİ : 15.06.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda beyan ettiği ve aynı zamanda MERNİS adresi olan adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliği usulsüz olup, sanık müdafisinin öğrenme üzerine verdiği 17.02.2015 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1) Mühür bozma suçundan açılan kamu davasında; aynı yere ilişkin farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının, düzenlenen ilk iddianame tarihine kadar zincirleme mühür bozma suçunu oluşturacağı; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.03.2016 tarihli, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, daha evvel zincirleme suça dâhil olan bir suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak kesinleşen hükme konu fiiller de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümleri uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınarak; İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/500 Esas, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/9 Esas, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/50 Esas, İstanbul Anadolu 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/173 Esas ve İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/38 Esas sayılı davalarının akıbetleri araştırılıp söz konusu dosyalar ile sanık hakkında varsa mühür bozma suçundan açılan başka davalara ilişkin dosyaların getirtilip incelenerek mümkünse davaların birleştirilmesi, aksi hâlde bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dosya içine konması, suç ve iddianame tarihlerine göre, mükerrer dava olup olmadığı ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Kabule göre de;
a) Suç tarihi itibarıyla kasten işlediği suçtan dolayı kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü bulunmayan sanığın adli sicil kaydındaki ilamın suç tarihinden sonra 03.10.2013 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin olduğu gözetilmeden, CMK’nin 231/5 ve TCK’nin 51. maddelerinde öngörülen objektif ve subjektif şartlar tartışılmadan, “geçmiş hükümlülük kayıtları gözetilerek” şeklindeki dosya kapsamı ile uyumlu olmayan isabetsiz ve yetersiz gerekçeyle CMK’nin 231/5 ve TCK’nin 51. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b) Zincirleme suç işlediği kabul edilen sanık hakkında temel cezanın ¼ oranında artırılması sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi,
c) 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nin 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen hüküm dikkate alınmadan, toplam 18 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
d) “14.06.2013 ila 14.08.2013” olan suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında eksik gösterilmesi, yasaya aykırı,
e) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi