Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/6358 E. 2018/9302 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6358
KARAR NO : 2018/9302
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30.05.2013 tarih, 2013/1909 sayılı iddianamesi ile … Madencilik İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şirketinin işlerini vekalatname ile yürüten sanık … hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan açılan kamu davasında, Gebze 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.07.2013 tarih, 2013/625 esas, 2013/1054 sayılı kararı ile sanık … hakkında mütalaa alınmadan doğrudan dava açılması nedeniyle CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verildiği, Kocaeli Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 05.03.2014 tarih, 2014-17 sayılı yazısı ile sanık … hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan mütalaa verilmesi üzerine Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/870 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan dava açıldığı, temyize konu dosyada, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/870 sayılı iddianamesine dayanılarak sanık hakkında sahte fatura kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmakla, 213 sayılı Kanun’un 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaanın 2006 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçuna ilişkin olduğu, her takvim yılı bakımından sahte fatura düzenleme ve kullanma eylemlerinin birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu ve birbirine dönüşmeyeceği gözetilip, durma kararı verilen dosya üzerinden yargılamaya devam olunarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/870 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasına dayanılarak sahte fatura kullanmak suçundan hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK’nin 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında; mahkemece “sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirileceğine” karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması,
c) Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağının, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.