Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/5709 E. 2018/10284 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5709
KARAR NO : 2018/10284
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca, 15.01.2008 tarihli mahkumiyet hükmünden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 10.12.2013 tarihine kadar asli zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 29.11.2017 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alındığı, böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 10.12.2013 tarihinden itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suçun suç tarihi olan 09.08.2015 tarihine kadar asli zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanık hakkında ilk mahkumiyet hükmünün verildiği 15.01.2008 tarihinden, hükmün açıklandığı 26.04.2018 tarihine kadar gerçekleştiği ve kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, 12.12.2018 tarihinde hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu konusunda Üye …’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile diğer yönlerden oy birliğiyle karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİDİR

Dairemizin 12/12/2018 tarih, 2018/5709 Esas, 2018/10284 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanığın 5237 TCK’nin 61, 204/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince 1 Yıl 8 Ay Hapis Cezası ile cezalandırılmasına dair, 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Geyve Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2018 tarih 2018/84 Esas 2018/323 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 08.10.2013 tarih 2013/92 Esas 2013/222 Karar sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Göynük Asliye Ceza Mahkemesince 29/11/2017 tarih 2016/37 Esas 2017/126 Karar sayı ile 5237 sayılı TCK’nin 151/1, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 2000 TL APC, aynı yasanın 86/2, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 2000 TL APC ile (iki kez) cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükümlere istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesinde güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun (hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu yönündeki) görüşüne katılmıyorum. 12/12/2018