Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/5566 E. 2018/10099 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5566
KARAR NO : 2018/10099
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Düşme, mahkumiyet

Bozma öncesi yapılan yargılamada, Mahkemenin 27.02.2014 tarihli 2009/1119 Esas ve 2014/103 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2004 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan dolayı düşme hükmü verildiği, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından ise mahkûmiyet hükümleri kurulduğu, sanığın yalnızca mahkûmiyet hükümlerini temyiz ettiği, düşme hükmünün kesinleştirildiği, Dairemizin 12.02.2018 tarihli 2016/6554 Esas ve 2018/1096 Karar sayılı bozma ilamında yalnızca mahkûmiyet hükümleri yönünden temyiz incelemesi yapıldığı, 2004 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan dolayı yeniden verilen düşme hükmünün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu anlaşıldığından; mahkûmiyet hükümleri yönünden temyiz incelemesi yapılmıştır.
A)Sanık hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
Sanığa yüklenen “sahte fatura düzenleme” suçunun cezasının miktarı ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
B)Sanık hakkında “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
Yeşim Su Ürünleri San ve Paz.Ltd.Şti.’nin yetkilisi olan sanığın, 2007 takvim yılında sahte fatura düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, kendisinin sahte fatura düzenlemediğini, ortağı olan …’ın düzenlemiş olabileceğini söylemesi nedeniyle, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1-Faturanın sanığa gösterilerek yazı ve imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını, …’a ait olduğunu söylemesi halinde; bu kişinin CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi ve fatura gösterilerek yazı ve imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2-… da faturadaki yazı ve imzanın kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturadaki yazı ve imzanın sanığa veya bu kişiye ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3-Faturaları kullandığı belirlenen mükellef hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
4-Aynı mükellef hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
5-Faturayı kullanan şirket yetkilisinin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendisinden, sözü edilen faturayı hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldığının, sanığı veya …’ı tanıyıp tanımadıklarının ve faturanın alınması konusunda sanığın veya …’ın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.