Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/5184 E. 2019/502 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5184
KARAR NO : 2019/502
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dairemizin 2018/5179 Esasında kayıtlı olan…. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/363 Esas, 2017/413 Karar sayılı dava dosyası ile birlikte yapılan incelemede;
1- …. Kriminal Polis Laboratuvarı‘nın ekspertiz raporunda “…sözkonusu araç muayene pulunun yekpare transferi zorlaştırıcı bıçak izi özelliğinde bozulma ve ayrılmaların mevcut olduğunun görüldüğünün, bahse konu pulun başka bir belgeden transfer edilmesi suretiyle anılan araç muayenesinin sahte olarak husule getirildiğinin…” belirtilmesi karşısında; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belge aslının duruşmaya getirtilip, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılarak aldatma niteliğinin olup olmadığı belirlendikten ve denetime olanak verecek şekilde belge aslı dosya içerisinde bulundurulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
Sanık hakkında 03.06.2014 tarihli iddianame ile 24.11.2009 tarihli araç muayenesinde sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir resmi belgede sahtecilik suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise hukuki kesinti nedeniyle ayrı suçu oluşturacağı, zincirleme suça dâhil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak, kesinleşen hükme konu eylem de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu suretiyle karar verilmesi gerekeceği cihetle; UYAP sisteminde yapılan araştırmada, sanık hakkında 17.06.2009 tarihli araç muayenesinde sahtecilik eyleminden dolayı 06.06.2012 tarihli iddianame ile açılan dava sonucunda …. . Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/651 Esas, 2013/107 Karar sayılı ilamı ile sanığın mahkum edildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, 14.11.2009 tarihli araç muayenesinde sahtecilik eyleminden dolayı 29.03.2010 tarihli iddianame ile açılan dava sonucunda …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/176 Esas, 2010/473 Karar sayılı ilamı ile sanığın mahkum edildiği ve Dairemizin 24.11.2014 tarih ve 2013/1069 Esas, 2014/19948 Karar sayılı ilamı ile hükmün düzeltilerek onandığı, işbu dosya ile birlikte incelenen Dairemizin 2018/5179 Esasında kayıtlı olan …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/363 Esas, 2017/413 Karar sayılı dava dosyası ve bu dosya ile birleşen dava dosyalarında, sanık hakkında 26.10.2010 tarihli iddianame ile 24.04.2009 tarihli, 01.02.2011 tarihli iddianame ile 30.10.2009 tarihli araç muayenesinde sahtecilik eylemlerinden kamu davasının açıldığı , sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve hukuki kesinti bulunmayan zincirleme biçimde işlenmiş suçların bulunduğunun anlaşılması karşısında; birlikte incelenen …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/363 Esas, 2017/413 Karar sayılı dava dosyası ile işbu dava dosyasının birleştirilerek, zincirleme suç kapsamında kalan kesinleşmiş mahkumiyet hükümleri de değerlendirilmek suretiyle sanık hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi