YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5179
KARAR NO : 2019/503
KARAR TARİHİ : 16.01.2019
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dairemizin 2018/5184 Esasında kayıtlı olan …. .Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/735 Esas, 2015/107 Karar sayılı dava dosyası ile birlikte yapılan incelemede;
Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında 26.10.2010 tarihli iddianameyle 24.04.2009, birleşen dava dosyalara dayanağı olan 01.02.2011 tarihli iddianame ile 30.10.2009 , 02.06.2009 tarihli iddianame ile 13.03.2009 tarihli araç muayenelerinde sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik
zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir resmi belgede sahtecilik suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise hukuki kesinti nedeniyle ayrı suçu oluşturacağı, zincirleme suça dâhil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak, kesinleşen hükme konu eylem de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu suretiyle karar verilmesi gerekeceği cihetle; UYAP sisteminde yapılan araştırmada, sanık hakkında 17.06.2009 tarihli araç muayenesinde sahtecilik eyleminden dolayı 06.06.2012 tarihli iddianame ile açılan dava sonucunda Kayseri 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/651 Esas, 2013/107 Karar sayılı ilamı ile sanığın mahkum edildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, 14.11.2009 tarihli araç muayenesinde sahtecilik eyleminden dolayı 29.03.2010 tarihli iddianame ile açılan dava sonucunda Kayseri 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/176 Esas, 2010/473 Karar sayılı ilamı ile sanığın mahkum edildiği ve Dairemizin 24.11.2014 tarih ve 2013/1069 Esas, 2014/19948 Karar sayılı ilamı ile hükmün düzeltilerek onandığı, işbu dosya ile birlikte incelenen Dairemizin 2018/5184 Esasında kayıtlı olan 24.11.2009 tarihli araç muayenesinde sahtecilik eyleminden dolayı 03.06.2014 tarihli iddianame ile açılan dava sonucunda da Kayseri 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/735 Esas, 2015/107 Karar sayılı ilamı ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve hukuki kesinti bulunmayan zincirleme biçimde işlenmiş suçların bulunduğunun anlaşılması karşısında; birlikte incelenen Kayseri 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/735 Esas, 2015/107 Karar sayılı dava dosyası ile işbu dava dosyasının birleştirilerek, zincirleme suç kapsamında kalan kesinleşmiş mahkumiyet hükümleri de değerlendirilmek suretiyle sanık hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi