Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/4866 E. 2018/9195 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4866
KARAR NO : 2018/9195
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

I-Sanık hakkında “Defter ve Belge İbraz Etmeme“ ile “2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 08.11.2018 tarihli 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK‘nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığının anlaşılması; sanığın soruşturma aşamasında Derik Polis Merkezi Amirliği‘nde 29.10.2011 tarihinde müdafii bulunmaksızın alınan beyanında 1000 TL karşılığında suça konu şirket hisselerini … isimli şahıstan devraldığını beyan etmesine karşın, yargılama sırasında aşamalarda alınan ifadelerinde çelişkili beyanlarda bulunması, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı‘nın 01.08.2011 tarih ve VDENR-2011-2773/23 sayılı vergi suçu raporu ve eklerinde, yapılan yoklamalarda şirketin faaliyette bulunmadığı, vergisel yükümlülüklerin şirket yetkililerince yerine getirilmediği, sanığın şirket hisselerini devralmasına müteakip şirketin dönem beyanlarında kapasitesi ile uyumlu olmayacak şekilde artışlar bulunduğu, anlaşmalı olmayan matbaalarda fatura bastırıldığı, mükellefiyet kaydı 30.11.2007 tarihinde resen terkin ettirildikten sonra fatura düzenlenmeye devam edildiği hususlarının belirlendiğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip mahkumiyet kararları veren mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki sahte fatura düzenleme suçu yönünden bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçların sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı arttıran sebebin nitelik ve derecesi ile azaltıcı sebebin bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanık hakkında “2006 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Dosya içerisinde mevcut 2006 takvim yılında düzenlenmiş 4 adet faturadan en son düzenlenen faturanın 22.09.2006 tarihli olduğu tespit edilmekle birlikte, 01.08.2011 tarih ve VDENR-2011-2773/23 sayılı vergi suçu raporu ve eklerinde, sanığın 2006 takvim yılında 9 ayrı mükellefe 135 adet sahte fatura düzenlendiğinden bahsedilmesi, belirtilen diğer faturalara ilişkin fatura ayrıntı bilgilerine raporda yer verilmemesi karşısında, suç tarihinin ve zamanaşımının belirlenmesi bakımından; sanık tarafından düzenlenen, dosya içerisinde mevcut olanlar dışında, 2006 takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki fatura aslı ya da onaylı suretlerinin temin edilip dosya arasına konulması veya fatura ayrıntı bilgilerinin ilgili kurumdan temin edilmesi ve sahte faturaların düzenlendiği tarihin suç tarihi olduğu da gözetilerek suç tarihinin belirlenmesi ile zamanaşımı açısından değerlendirilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)“2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçu yönünden; sanığın 2010 takvim yılında 1 adet sahte fatura düzenlediğinden bahsedilmesi nedeniyle, sanık hakkında TCK‘nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden fazla ceza tayini,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.