Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/3494 E. 2022/12599 K. 15.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3494
KARAR NO : 2022/12599
KARAR TARİHİ : 15.06.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

1) TCK’nin 203. maddesi, esasta bir şeyin saklanmasını veya varlığının olduğu gibi muhafazasını sağlamak üzere, kanunun veya yetkili makamların emrine uyularak konulmuş mührün kaldırılmasını cezalandırmaktadır. Burada mühürleme işleminin amacı Devlet yönetiminin bir şeyi koruma altına alma ve başkalarının tasarrufunu önleme iradesinin konulan mühürle açıklanması olup, bu iradeyi etkisiz duruma getirerek onu ihlal eden herhangi bir eylem gerçekleştiği takdirde suç işlenmiş olacaktır. Bu nedenle, yasaya uygun biçimde konulan bir mührün varlığı, mühür bozma suçunun ön koşuludur. Bu bilgiler ışığında somut olaya incelendiğinde; sanığın Gaziemir İlçesi 9 Eylül Mah. Hava Eğitim Yolu No:3 Gaziemir/İzmir adresinde faaliyet gösteren iş yerinin ruhsatının bulunmaması sebebiyle Gaziemir Belediye Başkanlığınca kapatılmasına karar verildiği ve bu kararın 01.10.2012 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, sanığın 06.10.2012 tarihli dilekçe ile ek süre talep etmesi sonrası 08.10.2012 tarih ve M.53.3GAZ.0.(15).20/2271 sayılı başkanlık oluru ile, duyuru belgesinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde ruhsat alınmadığı takdirde iş yerinin mühürleneceğinin belirtildiği, her ne kadar duyuru belgesinde duyuru tarihi 06.10.2012 olarak yazılmış ise de, 08.10.2012 tarihli başkanlık oluru üzerine düzenlenen duyuru belgesine duyuru tarihinin 06.10.2012 olarak yazılmasının hatalı olduğu, ayrıca duyuru belgesinde tebliğ tarihi yazmaması karşısında en aleyhe kabul ile duyuru belgesi tebliğ tarihinin 08.10.2012 olduğu, bu tarihten itibaren başlayan 30 günlük sürenin de 08.11.2012 tarihinde sona erdiği, bu süre sona ermeden yapılan 05.11.2012 tarihli mühürleme işleminin usulüne uygun olmadığı, usulüne uygun olmayan bu mührün fek edilmesi halinde de mühür bozma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırı,
2) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.