Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/300 E. 2018/1772 K. 28.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/300
KARAR NO : 2018/1772
KARAR TARİHİ : 28.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için; her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda sahte fatura aslının ya da onaylı örneğinin temin edilip, dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, 213 sayılı Yasanın 227. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenleme de gözetilip, aynı yasanın 230. maddesinde öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, suça konu faturaları kullandığı belirlenen şirket ya da şahıslar hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması, düzenlendiğinin tespiti halinde haklarında dava açılmış ise bu dava dosyalarının getirtilip incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler tanık sıfatıyla dinlenerek, suça konu faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak ve kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması ve toplanan deliller birlikte değerlendirilip, sanığın sorumlu olduğu dönem de dikkate alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Kabule göre;
a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenlemek eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu dışında kalan kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından CMUK’nın 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 28.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.