Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/2691 E. 2018/9711 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2691
KARAR NO : 2018/9711
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasındaki “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresine yapılır.” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen 2. fıkrasındaki “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmüne aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın sanığın aynı zamanda da MERNİS adresi olan, sorgusunda bildirdiği adresine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmesi gerekirken, aynı Kanunun 21/2. maddesine göre yapılan 05.12.2014 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın öğrenme üzerine 23.01.2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Gerekçeli karar başlığında “04.10.2009“ şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin, “03.12.2009“ olarak mahallinde düzeltilmesi ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
5237 sayılı TCK’nin 43. maddesine göre “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; somut olayda sanığın kardeşi olan….‘a ait kimlik bilgilerini bildirmek suretiyle… Noterliği‘nin 03.12.2009 tarih ve 05153 sayılı vekaletnamesi ile Avukat …‘a vekalet vermekten ibraret eyleminde, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, TCK’nin 204/1-3. maddelerine göre belirlenen temel cezanın TCK’nin 43/1. maddesi uyarınca artırılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak, TCK’nin 62. maddesinin uygulanmasıyla bulunan sonuç cezanın “ 2 yıl 6 ay” hapis cezasına indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.